Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3612 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2482 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/11/2009NUMARASI : 2008/355-2009/323Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalıların yaptırdığı kaçak ve ruhsatsız ek binanın kendi taşınmazına bitişik biçimde inşa edildiğini ve pencere açıldığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini, inşaatın yıkımı ve pencerelerin kapatılmasını istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, yıkımı istenen binanın yer aldığı taşınmazın kayıt malikinin K. K. Limited Şirketi olduğu, davalılar C.ve S..husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, haklarındaki davanın husumet yokluğundan reddine, dava tarihi itibariyle kayıt maliki bulunan şirkete de dahili dava yoluyla taraf sıfatı yüklenemeyeceği, hakkında usulen açılmış bir davadan söz edilemeyeceği gerekçesiyle, şirket yönünden de davanın usulden reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Dava dilekçesi ve dosya içeriğinden, 15.10.2003 tarihinde satış suretiyle K. K. M. San. Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı komşu 1675 sayılı parselde davacının taşınmazına bitişik halde inşa edilen ilave yapının davalılar C..ve S..tarafından yaptırıldığı ileri sürülerek yıkımının ve pencerelerin kapatılmasının istendiği, aşamada, anılan parsel maliki Ltd.Şti.'nin de davaya dahil edildiği görülmektedir.Mahkemece, davalılar C. ve S.'ın kayıt maliki olmadıklarından bahisle haklarındaki davanın husumetten; kayıt maliki Şirket hakkındaki davanın da, dahili dava yoluyla taraf sıfatı kazanılamayacağı gerekçesiyle usulden reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere, elatmanın önlenmesi istekli davaların doğrudan bu eylemi gerçekleştiren kişi ya da kişiler aleyhine açılabileceği, davalı sıfatı yükleneceklerin kayıt maliki olmalarının aranmayacağı; bununla birlikte, davada yıkım isteğinin de bulunması halinde, yıkımı istenen yapı Medeni Kanunun 684. ve 718. maddelerinde yer alan hükümler uyarınca üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüzü) haline geleceğinden ve taşınmazın mülkiyetine tabi olacağından, taşınmaz malikinin de davada yer alması gerekeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, öncelikle çekişme konusu ilave yapının davalılar C.ve S.tarafından yaptırılıp yaptırılmadığının açıklığa kavuşturulması, adı geçenlerce yaptırıldığının anlaşılması durumunda husumette yanılgı değil eksiklik bulunduğu gözetilerek kayıt maliki Şirket hakkında ayrı dava açması için davacıya süre tanınması, açtığı takdirde eldeki dava ile birleştirilerek işin esasının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.Davacının, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.