MAHKEMESİ: SAMANDAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 22/05/2008NUMARASI: 2004/195-2008/317Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kök miras bırakanları D.’un daha önce ölen babaları V..ve diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla 3 ayrı taşınmazını davalılara muvazaalı olarak temlik ettiğini ileri sürerek, temliklerin iptalini olmazsa tenkis isteğinde bulunmuşlardır. Bir kısım davalılar; davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “iddianın ileri sürülüş biçiminden, davacıların terekeye iade isteğinde bulundukları dava dışı mirasçılar bulunduğu gözetilerek taraf teşkilinin tamamlanması” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak, davacılar 24.04.2008 tarihli oturumda, miras payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunduklarından, muvazaa iddiası sabit görülerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı S.N. tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.03.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat C.S.. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vs. vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .....tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca, davacıların muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak açtıkları tapu iptal ve tescil istekleri yönünden dava konusu 13, 14 ve 15 parsel sayılı taşınmazların davacıların veraset ilamındaki miras payları oranında davanın kabulüne karar verildiği görülmekteyse de, dava konusu 13 parsel sayılı taşınmazın paydaşı olan Sabri’nin yargılama sırasında vefatından sonra S..mirasçısı olan S..’in de 2007 yılında vefat ettiği geriye M., D., A., C.ve O.’ın mirasçı olarak kaldıkları, anılan kişilerden M., A. ve D.’in S.. mirasçıları oldukları halde davada taraf edilmedikleri ayrıca karar başlığında da mirasçıların gösterilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, yargılama sırasında vefat ettiği anlaşılan S.mirasçılarının tümünün davada yer almalarının sağlanarak, usulüne uygun taraf teşkilinden sonra işin esası yönünden bir karar verilmesi gerekirken anılan husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün yalnızca açıklanan nedenden ötürü HUMK.’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.