Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 360 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12744 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : KORKUTELİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/05/1999NUMARASI : 1997/226-1999/138Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu dava konusu 5461 parsel sayılı taşınmazını davalı ile evlenmek amacı ile davalıya devrettiğini, ancak davalının evi terk ettiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, davaya karşı beyanda bulunmamıştır.Mahkemece, ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı, dava dilekçesinde, kayden maliki olduğu taşınmazı, davalının kendisiyle evleneceğine ilişkin beyan ve davranışları sonucunda, davalıya temlik ettiğini; oysa davalının kendisini terk ettiğini ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuş olup,mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamına ve iddianın ileri sürülüş biçimi ile dava dilekçesinin içeriğine göre davada taraf muvazaasına değil hile hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.Bilindiği üzere,hile,genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sa??lamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K'nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz.Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan,hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir. Hal böyle olunca, yukarıda değinildiği üzere, değinilen ilkeler çerçevesinde tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanması ve bir araştırma yapılması, tüm delillerin birarada değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMKnun 428. md. gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.