Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3599 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 13440 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : ŞİŞLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/01/2009NUMARASI : 2007/579-2009/8Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakan D. K. işlem tarihinde mülkiyeti İstanbul Belediyesine ait olan 4808 ada 3 ve 4 nolu parsel sayılı taşınmazlar üzerine dava dışı yüklenici R.A.tarafından yapılan binanın 14.07.1999 tarihli sözleşme ile 2. kat sol köşe dairesini satın aldığını, sonrasında ise murisin satın aldığı bu daireyi 22.06.2001 tarihinde davalı olan 2. eşi A.'e satış şeklinde temlik ettiğini, yapılan muvazaalı işlemin gizlenmek amacıyla 03.07.2001 tarihinde yüklenici ile A. arasında tekrar sözleşme düzenlendiğini, taşınmazın daha sonra A. adına tescil edildiğini, yapılan işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, payları oranında tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.03.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edilen vekili Avukat ....geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi S.Ö.tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Davacı, miras bırakanın davalıya yapmış olduğu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış ve Mahkemece de bu olgu benimsenmek suretiyle davanın kabulü cihetine gidilmiştir.Oysa, somut olayda çekişme konusu taşınmaz miras bırakan D.tarafından satılmamış, davalı taşınmazı dava dışı Y.T.mirasçılarından tapudan pay satın almak suretiyle edinmiştir. Buna göre, somut olayda 01.04.1974 tarih ve ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur. Bir bakıma parası miras bırakan tarafından 3. kişiye ödenerek sicil kaydının davalıya intikalinin sağlandığı kabul edilse bile bu işlem elden bağış (gizli bağış) niteliğinde olup, koşullarının gerçekleşmesi halinde tenkis hükümlerinin uygulanacağı kuşkusuzdur.Ne var ki, eldeki davada tenkis isteği de bulunmamaktadır. O halde, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Öyle ise, davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 30.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.