Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3595 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 13477 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/12/2008NUMARASI : 2007/581-2008/436Taraflar arasında görülen davada;Davacı, paydaşı olduğu ... parsel sayılı taşınmaza davalının oto lastikçisi olması nedeniyle lastiklerini bırakmak, yol ve araç park yeri olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, müdahale olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.03.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat .....geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ....tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kayden davacının paydaşı olduğu çaplı taşınmaz içerisinden geçen ve davalının oto lastik tamirhanesinin bitişiğindeki yolda duran vasıtaların lastiklerini tamir etmek için davacının taşınmazına zaman zaman davalının girip çıkması şeklindeki elatmasının önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen davalının temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine .Ancak, davalının komşu parselde kiralama suretiyle oto lastik tamiri ile iştigal ettiği ve ticarethanenin önünden geçen yoldan gelip geçen ve tamir için bir müddet orayı işgal eden vasıtaların geçici olarak davacının paydaşı olan taşınmazın çapı içerisinde kaldığı bilirkişi raporu ile saptanan yolu kullandıkları dosya kapsamı ile sabittir. Bu belirleme karşısında gelip kısa süre kalıp ayrılan vasıtalardan dolayı davalıya kusur izafe edilmesine olanak yoktur. Başka bir ifade ile fuzuli şağilin taşınmaz malikine taşınmazı haksız olarak kullanmasından kaynaklanan haksız işgal tazminatı niteliğindeki en azı kira bedeli en fazlası mahrum kalınan gelir kaybı olan ecrimisilden sorumlu tutulmasını gerektirecek biçimde bir elatmasının varlığı kanıtlanamadığına göre davalının ecrimisilden sorumlu tutulmasına olanak yoktur. Esasen hakkaniyet ilkeleri açısından doğru olduğu da kabul edilemez.Hal böyle olunca, ecrimisil isteği yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.12.2009 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 750.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 30.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.