Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3587 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 1213 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ : TOKAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/06/2006NUMARASI : 2003/412-136Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanın mal kaçırmak amacıyla ..parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payını davalılara satış suretiyle temlik ettiğini, satışın gerçek olmadığını sürüp muvazaa nedeniyle tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, satış bedeli arasındaki farkın muvazaayı kanıtlamayacağını belirtip davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz payının davalılara temlikinin muvazaalı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi .. ... raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakanın çekişme konusu .. parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payını 09.01.1998 tarihli akitle davalı Himmet’e,onun da 09.12.1998 tarihli akitle aynı taşınmaz payını diğer davalılar R...ve A..M..’a satış yoluyla temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacılar, anılan temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır. Ancak, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçek-ten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirascısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun ..ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirascılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşınmaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı,miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı,davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Somut olayda; mahkemece, sadece bedeller arasındaki fark gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, değerler arasındaki fark, tek başına muvazaanın kabulü için yeterli değildir. Muvazaa olgusunun diğer delillerle de belirlenmesi ve açıklığa kavuşturulması gerekir. Davalı taraf,29.01.2004 tarihli dilekçesi ile 6 tanık ismi bildirmiş, davalılar vekili 27.12.2005 tarihli oturumdaki beyanında sadece tanıklar H.. Ay ve Ş... Y..’ın dinlenilmesinden vazgeçmiş, diğer tanıklarının dinlenilmesini istemiştir. Davalı vekilinin anılan beyanı tüm tanıkların dinlenilmesini istemediği şeklinde yorumlanmamalıdır. Öte yandan; Tokat 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/411 Esas ve Tokat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/416 Esas sayılı dosyaları ile miras bırakanın diğer taşınmazlarını davalılar R... ve A...’ye muvazaalı temlik ettiği iddiasıyla açılan derdest davaların da bulunduğu görülmektedir.Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular dikkate alınmak suretiyle dinlenmeyen davalı tanıklarının dinlenmesi, miras bırakanın yaptığı temliklerle ilgili derdest olduğu bildirilen diğer dava dosyalarının getirtilerek incelenmesi, toplanan ve toplanacak tüm delillerle birlikte değerlendirilerek, miras bırakanın gerçek iradesinin ortaya çıkarılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 3.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.