MAHKEMESİ: ORDU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/11/2008NUMARASI: 2008/79-2008/145 Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 3 parsel sayılı taşınmazda davalı A. H. U. ile ½’şer oranında paydaş iken, davalının kendi payını bölerek 1/18’erden toplam 3/18’ini çocukları olan diğer davalılara devrettiğini, taşınmazın değerini düşürüp izale-i şuyu yoluyla tamamını ele geçirmeyi amaçladığını ileri sürerek muvazaalı temlikin iptali ile davalı A.H.U.. adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalılar, işlemin mülkiyet hakkı kapsamında gerçekleştiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın, Dairece; “…Bilindiği üzere, hibe akti özünde geçerli olan sözleşmelerdendir. (B.K.md.234) Bu doğrultuda temliki yapanın gerçek iradesi ile görünürdeki iradesi örtüştüğünden muvazaadan bahsetme olanağı bulunmamaktadır. Öte yandan, davalı A.’in taşınmazda tasarruf yetkisini kısıtlayan hukuki bir engel de mevcut değildir.Diğer taraftan, paylı mülkiyette paydaşlar arasındaki anlaşmazlığın kesin çözümü ortaklığın giderilmesi davası ile elde edilebileceği, esasen bu konuda da davanın açılmış olduğu görülmektedir.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul edilmesi isabetsizdir” gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ..raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, bozma kararı doğrultusunda işlem yapılarak iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Ancak, dava 10.000 TL değerle açılmış ve bu değere itiraz edilmemiş, bozma kararından önceki yargılama sırasında belirlenen değer üzerinden de harç tamamlatılmadığından usulü kazanılmış hak kuralı gözetilerek avukatlık parasının dilekçedeki değer üzerinden nispi olarak hesaplanması, ayrıca dava konusu taşınmazda temlik edilen müşterek payların iptalinin istendiği, aynı hukuksal nedenle davanın açıldığı, bu nedenle her davalı yönünden avukatlık hizmetinin ayrı bir emeği gerektirmediği gözetilerek davalı taraf yararına tek bir avukatlık ücreti takdir ve tayini gerekirken, vekalet ücreti konusunda yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,23.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.