MAHKEMESİ : ADANA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/03/2008NUMARASI : 2006/158-2008/65Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 132 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalı ile ½ oranında paydaş olduklarını, taşınmazla ilgili olarak açılan ortaklığın giderilmesi davasında aynen taksime karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, taşınmazının 33.95 m² kısmına davalının taşkın inşaat yapmak suretiyle müdahale ettiğini ve yağmur suları nedeniyle evinin zarar gördüğünü ileri sürerek, davalının elatmasının önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini, yıkım mümkün olmadığı takdirde elatılan yerin bedeli olan 6.790.00.-TL’nin veya bilirkişi tarafından tespit edilecek değerin davalıdan tahsiline, ayrıca taşkın inşaat nedeniyle evinde meydana gelen değer kaybı ve diğer zararlar nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 100.00.-TL maddi, 1.000.00.-TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalı, evini önceki malikin muvafakati ile yaptığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, müdahalenin ortaklığın giderilmesi davası sonucunda oluştuğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım istemlerinin kabulüne, depo edilen kaim bedelin karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine, maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi, davalıya ait binanın taşkın bölümünün yıkımı, olmadığı takdirde bedelin tahsili ile maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece elatmanın önlenmesi, yıkım ve maddi tazminat isteklerinin kabulüne, taşkın yapının kaim bedelinin davalıya ödenmesine, manevi tazminat isteğinin ise reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillere göre mahkemece manevi tazminat talebinin reddine, uzman bilirkişi tarafından belirlenen maddi tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Yanların işin esasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; tarafların öncesinde 132 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 1/2’şer oranda paydaş oldukları, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen 2003/889 Esas sayılı taksim davasında taşınmazın A ve B harfleriyle gösterilen bölümlere ayrılarak, kayden oluşan 13 ve 14 numaralı parsellerden, 14 parselin davacı adına, 13 parselin davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, TMK’nun 719. maddesi uyarınca sözü edilen taksim davası sonucunda oluşan taksim planı, ilamın dayanağı olduğundan tarafları bağlar. Taraflara ait 13 ve 14 parsellere ilişkin çapların da bu plana uygun olarak oluşturulması mahkemece de uygulamaya esas alınması zorunludur. Hal böyle olunca, sözü edilen taksim ilamının dayanağı olan 23.04.2004 tarihli krokinin kadastral yöntemlere uygun biçimde uzman bilirkişi veya bilirkişiler eliyle uygulanması, bu esnada tapu sicilindeki parsel kaydına esas olan 13 ve 14 parsel sayılı çaplar yönünden de uygulama yapılması ve sözü edilen taksim krokisine uygun oluşturulup oluşturulmadığının denetlenmesi, ayrıca, taşkın olduğunun anlaşılması durumunda çekişmeli bölümün ifrazının mümkün olup olmadığının merciinden sorulması, hasıl olacak sonuca göre elatmanın önlenmesi, yıkım ve çekişmeli bölüm ile binanın taşkın bölümüne ilişkin bedel konusunda bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru değildir.Tarafların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.