MAHKEMESİ: ÇİVRİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 20/12/2006NUMARASI: 1997/413-666Taraflar arasında görülen davada;Davacı, miras bırakanları A.... K...'nın .. ile ..prasel sayılı taşınmazlarını kızı olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, temlik tarihinde murisin hukuki işlem ehliyeti olmadığını, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı da olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve miras payı oranında tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu .. ve ... parsel sayılı taşınmazların tarafların miras bırakanı tarafından 30.10.1991 tarihli akitle davalıya satış suretiyle temlik edildiği anlaşılmaktadır.Davacı, miras bırakanın temlikleri gerçekleştirdiği tarihte ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek, miras payı oranında tapu iptali ve tescili isteğinde bulunmuş, mahkemece de istek gibi karar kurulmuştur.Oysa, miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve dava dışı başkaca mirasçılarının bulunduğu kayden sabittir. Elbirliği mülkiyetinde ortaklardan birinin terekenin korunmasına ilişkin açtığı davalarda diğer ortakları temsil yetkisi bulunduğu, alınacak hüküm sonucundan diğerlerinin de yararlanacaklırı Türk Medeni Kanununun 702/4.maddesi hükmü gereğidir. Adli Tıp Kurumundan temin edilen rapor gereğince miras bırakanın temlik tarihinde iddia edildiği gibi hukuki tasarruf ehliyetinin bulunmadığı saptanmıştır. Bu belirlemeye göre, mülkiyet çekişmesinin bulunduğu ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı olarak pay oranında dava açılamayacağı, başka bir deyişle el birliği mülkiyetinin söz konusu olduğu hallerde taraflar arasındaki çekişme mülkiyetten kaynaklanmakta ve davadaki istek terekeye döndürme şeklinde değilde (somut olayda olduğu gibi) pay oranında ise davanın dinlenilmesine olanak yoktur. Tereke ile ilgili olarak ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması, yolsuz tescil gibi hukuksal nedenlerle pay oranında açılan iptal ve tescil davalarında Türk Medeni Kanununun 702/4.maddesi hükmünün uygulama yeri bulunduğu söylenemez.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere davanın kabul edilmiş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 2.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.