Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3533 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17591 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İZMİR 9. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/07/2013NUMARASI : 2011/670-2013/352Taraflar arasında karşılıklı görülen ecrimisil ve alacak davası sonunda, yerel mahkemece asıl dava yönünden ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne; karşı dava yönünden ise davanın reddine ilişkin olarak verilen karar taraf vekillerince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi Barış Bülbül'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Asıl dava, çaplı taşınmazda paydaşlar arasındaki ecrimisil;karşı dava ise sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Mahkemece, asıl dava yönünden ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne; karşı dava yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;dava konusu 7020 ada 5 parselde bulunan 6 nolu bağımsız bölümün davacı Güler ile davalı Gülseven adlarına 1/2 paylı olarak kayıtlı iken ortaklığın giderilmesi davası sonucu satışa çıkarılmasıyla davacı tarafından ihaleden 22.11.2011 tarihinde 107.950,00 TL bedelle satın alınarak 02.12.2011 tarihinde davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle ortaklığın giderilmesi davasının davalı Gülseven tarafından açıldığı gibi takip dosyasındaki ödeme emrinin tebliğ tarihine kadar davalı Gülseven'in davacı Güler'in taşınmazdan yararlanmasını engellediğini; başka bir ifadeyle intifadan men koşulunun gerçekleştiğini söyleyebilme olanağı bulunmadığından,mahkemece ecrimisil başlangıcının ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Davacı vekilinin asıl davada bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine. Asıl davada davacı vekilinin öteki temyiz itirazları ile davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece bilirkişi raporuna atıf yapılarak ecrimisil isteği kısmen kabul edilmiş ise de, ecrimisil süresinin sonuna ilişkin hangi tarihin esas alındığı ve hükmedilen ecrimisil miktarının nasıl hesaplandığı belli olmayacak biçimde resen yapılan bir saptamaya dayalı olarak infazda tereddüt doğuracağı da muhakkak olan ecrimisil miktarı belirlenmiştir. O halde, ecrimisil süre sonuna taşınmazın ihale mi, tescil tarihinin mi esas alındığı davacı tarafın talebi de aşılmamak suretiyle değerlendirilerek ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Hemen belirtilmelidir ki, daire değerini arttıran faydalı ve zorunlu işler nedeniyle yapılan giderler iyileştirme gideri olup, koşullarının varlığı halinde yapılan bu giderlerden kendi payına düşen kısmının taşınmazın diğer paydaşından sebepsiz zenginleşme kurallarına (6098 sayılı B.K. 79. ve onu izleyen maddeleri hükmüne) göre istenebileceği tartışmasızdır.Bu durumda, davalı Güler'in davaya konu satış bedeli yönünden bir zenginleşmesi varsa sorumluluğu mevcut olacaktır. Davalının sebepsiz zenginleşmesi, ortaklığın giderilmesi yoluyla satılan taşınmazda yapılan faydalı ve zorunlu masrafların satış bedeline katkısı ile belirlenebilecektir. Bunun için mahkemece konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla iyileştirmelerin yapılmış olması ile yapılmamış olması halleri için ayrı ayrı olmak üzere, taşınmazın ihale günündeki raiç değerleri, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bir raporla saptanmalı, bu yolla bulunacak iki değer arasında bir fark oluştuğunda birbirine oranlanmalı, bu oran ihale ile yapılan satış bedeline uygulanarak, davacının yaptığı giderlerin ihale bedeline yansıma miktarı belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Hal böyle olunca; Mahkemece, taraf delilleri toplanarak karşı davada davacı Gülseven'in dava dilekçesinde belirttiği ve taşınmaza yaptığını ispat ettiği faydalı ve zaruri masrafların tespit edilerek açıklanan yöntem ile davalının sebepsiz zenginleşmesinin miktarının davacının payı oranında belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.