MAHKEMESİ : TRABZON 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/07/2013NUMARASI : 2012/14-2013/365Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.03.2015 Salı günü saat 9.55 de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR- Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir. Davacı; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açtığı dava sonucunda,13 parsel sayılı taşınmazdaki çekişme konusu 6, 14 ve 18 numaralı bağımsız bölümlerin 1/5 er paylarının adına tescil edildiğini, taşınmazların bugüne kadar davalı O.. S.. tarafından kullanıldığını, kira bedellerini tahsil eden davalının kendisine herhangi bir ödeme yapmadığını, kiracılara çekilen ihtarnameler sonucunda ise 18 numaralı bağımsız bölümden Temmuz 2010 tarihinden, 6 numaralı bağımsız bölümden ise Mayıs 2011 tarihinden itibaren kira paylarını almaya başladığını, 14 numaralı bağımsız bölümden ise herhangi bir kira bedeli alamadığını ileri sürerek, dava tarihinden geriye doğru beş yıllık süre için 5.000,00 TL ecrimisilin tahsili isteğinde bulunmuştur.Davalı, intifadan men koşulunun gerçekleşmediğini, davacı ile kardeş olduklarını, davacının rızası bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğini, bağımsız bölümlerin çoğundan kira tahsil edemediğini, davacının tapuları edindiği tarih ile kiraları tahsil ettiğini bildirdiği tarihlerin esas alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın ıslah edilen miktarı üzerinden kabulüne karar verilmiştir.Hemen belirtmek gerekir ki; taraflar adına paylı şekilde kayıtlı olan çekişme konusu 6, 14 ve 18 numaralı bağımsız bölümlerin tamamının davalı paydaşın tasarrufunda bulunduğu, davacının taşınmazlarda kullandığı ya da kullanabileceği bölümlerin bulunmadığı, kira gelirlerinden de yararlanamadığı saptanmak, ayrıca kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerler için paydaşlar arasında intifadan men koşulunun aranmayacağı gözetilmek suretiyle, ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde olmadığı gibi bilirkişilerce hesaplama yapılırken 6 ve 18 numaralı bağımsız bölümler için davacının kira gelirlerinden payını almaya başladığı tarihlerle sınırlı olarak ecrimisil belirlendiği ve mükerrerlik bulunmadığı anlaşıldığından, bu yöne ilişkin temyiz itirazları da yerinde değildir. Reddine.Davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği üzere; ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenirken, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olayda ise hükme esas alınan bilirkişi raporunun yukarıda açıklanan ilke ve usule uygun olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.Şöyle ki, bilirkişilerce ecrimisil istenilen ilk dönem olan 19.01.2007 tarihi ile 19.01.2008 tarihi arasında dava konusu taşınmazların serbest koşullarda getirebileceği kira bedelleri belirlenmemiş, aksine son dönem olan 19.01.2011 ile 19.01.2012 arası için soyut ifadelerle belirlenen kira paralarına geriye dönük şekilde endeks uygulanmak suretiyle hesaplama yoluna gidilmiştir. Hal böyle olunca; yukarıda değinilen ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak, ilk önce dava konusu edilen ilk dönemin (2007- 2008 arası ) ecrimisil miktarının o yılların rayicine göre belirlenmesi, sonraki yıllar için ise belirlenecek tutarlara ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle hesaplama yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.