Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3520 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 962 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: İZMİR 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/06/2007NUMARASI: 2002/99-2007/281Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, 38 parsel sayılı taşınmazın 130 m2'lik kısmının kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, tapudan terkini, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuş, idari kıyı-kenar çizgisinin iptali için idari yargıya dava açtığını ve sonucunun beklenmesi gerektiğini belirtmiştir.Mahkemece, taşınmazın 125 m2'lik kısmının kıyı-kenar kapsamında bulunduğu gerekçesiyle, bu kısmın tapusunun iptaline, üzerindeki yapının yıkılması suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiştir.Karar, taraflarca tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, 3621 Sayılı Yasa’dan kaynaklanan tapu iptali, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 38 sayılı parselin davalı adına kayıtlı olduğu, kaydın beyanlar hanesinde 12.7.1999 tarihli “korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı” ve 11.6.2001 tarihli “sit statüsü devam etmektedir” şerhlerinin yer aldığı; eldeki dava sürerken, 1976 yılında idarece tespit edilmiş olan kıyı-kenar çizgisinin iptali için davalı tarafından İdari Yargıda 2002/458 esas sayılı davanın açıldığı ve yargılaması sonunda reddedilerek 25.11.2005’de kesinleştiği görülmektedir.Mahkemenin, İdari Yargıda kesinleşerek tarafları bağlayıcı hale gelen kıyı-kenar çizgisine uygun olarak keşfen belirlenen çizgiyi esas almak suretiyle taşınmazın kıyı-kenar içerisinde kalan kısmının tapusunun iptaline ve elatmanın önlenmesine karar vermesinde bir isabetsizlik yoktur. Tarafların bu hususa yönelik temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ne var ki, taşınmazdaki yapının, kaydın beyanlar hanesinde yer alan 12.7.1999 tarihli şerhin koruyuculuğu kapsamında bulunup bulunmadığı ve anılan şerhin yıkım kararını etkileyip etkilemeyeceği yönleri üzerinde durulmamıştır.Hal böyle olunca, yıkım isteği bakımından yukarıda değinilen içerikte bir araştırma yapılarak taşınmazdaki yapının korunması gerekli kültür varlığı niteliğini taşıyıp taşımadığının saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilip yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.