Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3513 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17701 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : TURGUTLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/01/2013NUMARASI : 2010/471-2013/61Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, müdahalenin keşfen belirlendiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesine, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli 1142 parsel sayılı taşınmazda davacının, bu taşınmaza komşu 1243 sayılı parselde davalının kayden malik oldukları, yapılan keşif neticesinde davalı tarafından davacıya ait taşınmazın 2.000 m2'lik kısmının bağ olarak kullanıldığının tespit edildiği, davalının, taşınmazların bulunduğu alanın ifrazı neticesinde oluşan parsellerin sınırlarında değişiklik olduğunu, ada içerisindeki taşınmazların tamamında kaymalar meydana geldiğini belirterek davanın reddini savunduğu anlaşılmaktadır.Davalının savunması dikkate alınarak dava konusu taşınmazın ve çevre taşınmazların tamamının kullanım durumları ile kadastral sınırları da belirlenerek ölçümlere dayalı bir tersimat hatası bulunmadığı ve haklı, geçerli bir neden olmaksızın davacıya ait 1142 parsel sayılı taşınmaza davalı tarafından müdahale edildiği tespit edilmek suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde olmadığından reddine.Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği üzere ecrimisil (haksız işgal tazminatı), taşınmazı haksız olarak elinde bulunduran kimsenin mülkiyet sahibine ödemekle yükümlü bulunduğu, en azı kira geliri en çoğu mahrum kalınan gelir kaybıdır. Mahkemece de, bu ilke gözetilerek ecrimisil hüküm altına alınmıştır. Ne varki, ecrimisilin doğru olarak belirlendiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Zira, davalı savunmasında uzun bir süreden beri dava konusu yeri kullandığını, bağı davacının dikmediğini savunmuş, davacı da bağı kendisinin yetiştirdiği yönünde bir itirazda bulunmamıştır. O halde, belirlenecek ecrimisilin arazi niteliğinde saptanması gerekir. Davalı tarafın yetiştirilen bağ yönünden davacı tarafın ecrimisil adı altında bir hak talep etmesine olanak yoktur. Öyleyse, mahkemece belirlenen ecrimisilin yasal olduğu söylenemez. Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Hal böyle olunca; mahkemece, yeniden ehil bilirkişi marifetiyle dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılması, yukarda belirtilen ilkeler çerçevesinde somut emsaller de incelenerek ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hükme elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalının temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün, açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.