Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3511 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17970 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/06/2013NUMARASI : 2012/540-2013/264Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davacının kayden maliki olduğu 1233, 2664, 3465 ve 3829 parsel sayılı taşınmazların ekip biçmek suretiyle davalılar tarafından haksız olarak kullanıldığı, 8.4.2012 tarihine kadarki kullanımın davacının rızasına dayandığı, bu dönemde ekilip sonradan hasat edilen 2012 yılı mahsulü için ecrimisil istenemeyeceği gerekçesiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 4 adet taşınmazda davacının kayden malik olduğu, davalıların kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakları bulunmadığı, davacı ile davalı Hüseyin'in karı-koca oldukları, davalı Halil İbrahim'in ise tarafların müşterek çocukları olduğu, davacının 8.4.2012 tarihinde evi terk ederek davalı Hüseyin aleyhine boşanma davası açtığı, bu tarihten itibaren taşınmazlarının davalılarca kullanılmasına rızasının olmadığı, eldeki davada 2007 yılından 2012 yılına kadarki kullanım nedeniyle toplam 10.000,00-TL, ıslahla 22.016,35-TL ecrimisil istendiği anlaşılmaktadır.Davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın kayden davacıya ait 1233, 2664, 3465 ve 3829 parsel sayılı taşınmazları ekip-biçmek suretiyle kullandıkları belirlenmek ve kayda üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesi isteğinin kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ne varki mahkemece ecrimisil isteği bakımından aynı isabetin sağlandığı söylenemez.Davanın taraflarının aynı evde yaşadıkları dönem içinde taşınmazların rızaya dayalı olarak kullanıldığında şüphe yoktur. Ne varki davacı, 20.4.2012 tarihinde Tekirdağ 1. Noterliğince davalılara gönderilen ihtarname ile müdahaleye son verilmesi ve haksız kullanım nedeniyle geriye doğru 5 yıl için 25.000,00-TL ecrimisil istemiş olup, bu tarihten itibaren kullanıma rıza göstermediğini bildirdiğine göre ihtarnamenin tebliği tarihinden dava tarihine kadarki dönem için ecrimisile hak kazanacağı kuşkusuzdur.Bilindiği ve gerek öğretide, gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Hal böyle olunca; mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle ihtanamenin tebliği (10.5.2012) tarihinden dava tarihine (13.9.2012) kadarki dönem için, yukarıda değinilen ilkeler uyarınca belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ecrimisil isteğinin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları değinilen yön itibariyle yerindedir. Kabulüyle hükmün, açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.