Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 349 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 13230 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : PAZARCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/09/2009NUMARASI : 2008/512-2009/799Taraflar arasında görülen davada;Davacı, dava konusu 115 ada, 16 parsel sayılı taşınmazın miras yoluyla intikal ettiğini, mirasçılar arsında rızai taksim yapıldığını, payına isabet eden 3.037 m2 lik bölümün yarısını davalıya haricen sattığını ancak davalının payının tamamını yapılaşmak ve ağaçlandırmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek harici satıma konu olmayan bölüme yapılan elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, çekişmeli taşınmazdaki davacı payının tamamını satın aldığını, satış senedine konu olan yeri kullandığını, fazlaya ilişkin kullanımının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; kesin süre içerisinde mirasçılık belgesinin ibraz edilmediği, kayıt maliki ile davacı arasında ilişki kurulamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava; elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece; kesin önele rağmen mirasçılık belgesinin ibraz edilmediği, kayıt maliki A. B. ile davacı Ş. T.arasındaki irs ilişkisinin kurulamadığı, davacının sıfatını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Öncelikle belirtmek gerekir ki, hâkimin bir işlemin yapılması konusunda (kesin veya kesin olmayan) bir süre tayin edebilmesi için, o işlemin kendisine süre verilen tarafın yapabileceği (onun ihtiyarında olan) bir işlem, bunun yanında sürenin olayın özelliğine uygun olması gerekir. (Baki Kuru- Hukuk Muhakemeleri Usul 5.cilt, S:5451) Somut olayda, kayıt maliki ile davacı arasındaki irs ilişkisinin başka bir ifadeyle davacının dava açmak sıfatı olup olmadığının belirlenmesi, sadece mirasçılık belgesi ile değil nüfus kayıtları ile de açıklığa kavuşturulacak bir husustur.Bu tür bir kaydın nüfus müdürlüğünden bir müzekkere ile istenilerek temini mümkün iken mirasçılık belgesinin ibraz edilmediği ve bu hususta verilen kesin süreye uyulmadığı gerekçesiyle ağır sonuçlar doğurularak davanın reddi yoluna gidilmesi doğru görülmemiştir.Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.