MAHKEMESİ: PINARHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 15/12/2010NUMARASI: 2009/16-2010/163Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mülkiyeti Hazineye ait .. parsel sayılı taşınmazdan davalı şirketin haksız ve izinsiz olarak malzeme aldığını, taşınmazı tahrip ettiğini, taşınmazın eski hale getirilebilmesi için 50.000 TL. masraf gerektiğini, Hazinenin zarara uğradığını ileri sürüp elatmanın önlenmesi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000 TL'nin reeskont faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savundu.Mahkemece, daha önce verilen kararlar Dairece üç kez bozulduğu en son olarak davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece " elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen kararın Dairece onandığı, tazminat isteğine yönelik hükmün bozulduğu, bozma kararlarına uyulmasına rağmen orada değinilen hususların mahkemeye yerine getirilmediği anlaşıldığından yeniden en az 3 kişilik bilirkişi kurulu aracılığı ile keşif yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda tazminat davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.3.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat G.. T..ile temyiz edilen davalı vekili Avukat D.. Y. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı Hazine, 5861 sayılı parsele elatmanın önlenmesi ve tazminat isteklerinde bulunmuş mahkemece, elatmanın önlenmesi ve 7.154,69 TL tazminatın tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, önceden verilen kararlar elatmanın önlenmesi yönünden uygun görülerek, isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle bu yöndeki temyiz itirazları reddedilmiş ve özellikle Dairece oluşturulan ikinci, üçüncü ve dördüncü bozma kararlarında, davacı Hazinenin tazminat isteğinin, davalının taşınmazdan aldığı malzemenin ( somut olayda çimento hammaddesi niteliğindeki kilin ) özelliği ve miktarı gözetilerek gerçek bedele yönelik olduğu ve bu bedelin tazmininin gerektiği vurgulanmıştır. Sözü edilen kararlara karşı vaki karar düzeltme istekleri de reddedilmiş ve mahkemece de anılan bozma karalarına uyulmuştur. Bilindiği üzere, bozma kararına uyulmuş olmakla yanlar yararına usulü kazanılmış haklar doğar ve bozma kararı doğrultusunda işlem yapılması zorunluluğu ortaya çıkar. Buna rağmen, bozma kararından sonra yapılan keşif sonrası bilirkişi kurulunca oluşturulan raporun ve belirlemenin malzemenin gerçek bedelinin saptanmasına uygun olduğu söylenemez. Gerçekten, yukarıda değinildiği üzere taşınmazdan çıkarılan malzemenin niteliği ve miktarının gerçek bedelinin hesaplanması gerekirken, malzemenin çıkarılması sırasında maliyete dahil olabilecek biçimdeki işçilik ücretinin bedelden tenkisi doğru olmadığı gibi olayda uygulama yeri bulunmayan Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 1996 tarihli genelgesinden söz edilerek, bedel ve değerin belirlenmesinde bu genelgenin esas alınması da doğru değildir. Ayrıca, saptanan bedelden davacıyı ilgilendirmeyen %20 oranında bir indirim ( zaiyat adı altında ) yapılması da doğru görülmemiştir. O halde, dosyanın yeniden bilirkişi kuruluna tevdii ile değinilen ilkeler doğrultusunda gerçek değerin saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davacı Hazinenin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2011 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 900.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 27.3.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.