MAHKEMESİ : YEŞİLHİSAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/10/2008NUMARASI : 2008/141-2008/185Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 17 parsel sayılı taşınmazdaki 3 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından haklı bir nedeni odlmaksızın kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.Davalı, çekişmeli taşınmazı haricen satın aldığını, iyiniyetli olarak kullandığını, davacının davasını kabul ettiğini, ayrıca harici satış nedeniyle tazminat davası açtığını, davaların birleştirilmesini ve belirlenecek tazminat üzerinden hapis hakkı tanınması isteğinde bulunmuştur.Mahkemece, davalının davayı kabul beyanı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, elatmanın önlenmesi isteğiyle açılmış olup mahkemece davalı vekilinin vekâletnamedeki yetkisine dayalı olarak bildirdiği kabul beyanı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, davalı vekilinin 21.10.2008 havale tarihli cevap dilekçesinde,davayı kabul ettiklerini ancak adi satış sözleşmesine dayalı olarak bedelden kaynaklanan ayrıca tazminat davası açtıklarını, bu davada belirlenecek miktar üzerinden dava konusu taşınmaz üzerinde davalı lehine hapis hakkı tanınmasını ve iki davanın birleştirilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki tapulu olan taşınmazların Türk Medeni Kanununun 706, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ve Borçlar Kanununun 213.maddesi gereğince resmi olmayan satışlarının hukuken hüküm ifade etmeyeceği tartışmasız ise de, harici satıştan kaynaklanan satış bedeli ödeninceye kadar haricen alanın taşınmazı kullanmasının haklılığını oluşturacağı bunun ise hapis hakkı olduğu tartışmasızdır.O halde, 10.7.1940 tarih ve 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca satış bedeli kendisine ödeninceye kadar davalının taşınmazı kullanmasının yasal dayanağını teşkil edeceği kuşkusuzdur.Öyleyse bedel konusunda ayrıca açıldığı bildirilen davanın eldeki davayı etkileyeceği ve aralarında hukuki fiili irtibatın bulunduğu gözetilerek HUMK.'nun 45.maddesi hükmü uyarınca (şayet bedele ilişkin dava sonuçlanıp kesinleşmemişse ) birleştirilerek işin esası bakımından sonuca gidilmesi yok eğer orada bir bedel belirlenmiş ve hüküm altına alınarak kesinleşmiş ve fakat tahsil edilmemişse mükerrer ödemeye meydan vermeyecek şekilde yukarıda belirtilen ilkeler de gözetilmek suretiyle neticeye gidilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi,şartlı kabulün hukuki sonuç doğurmayacağı düşünülmeksizin kabule dayanarak karar verilmiş olmasıda isabetli değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.