Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3429 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 1983 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : ANTALYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/12/2006NUMARASI : 2000/426-2006/631Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;Davacı, miras bırakanı H.'in kadastro öncesi tapulu taşınmazında yaptığı temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun hükmen belirlendiğini, anılan tapulu yerin kadastro çalışmaları sırasında 2524 ile 2529 sayılı parseller olarak davalılar adına tespit edildiğini, ancak hükmen tescile ilişkin dava dosyasında 2524 ve 2526 sayılı parseller ile 2527 sayılı parselin bir kısmının ve bu parselin ifrazından oluşan 48 adet parselin çoğunun üçüncü kişilere satıldığını ileri sürüp, anılan taşınmazlar bakımından tazminat; 2529 sayılı parselin ise kesinleşmiş ilama rağmen davalı A. tarafından 430/2400 payının davalı M.S.'e satış suretiyle temlik edildiğinden bahisle miras payı oranında tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat isteklerinde bulunmuştur.Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, 2524 ve 2526 sayılı parseller bakımından önceden açılan davada verilen ret kararının kesinleştiğinden davacının bu parsellerle ilgili tazminat hakkının bulunmadığı, 2529 sayılı parsel hakkındaki ilamın tapuya şerh edilmesine rağmen 430/2400 payının temlik edildiği ve davalı M.S.'in iktisabının iyiniyetli olmadığı 2527 parsel sayılı taşınmaz bakımından ise davacının miras payı hakkının talep ettiği tazminat miktarından fazla olduğu gerekçesiyle, 2524 ve 2526 parseller yönünden davanın reddine, 2527 parsel bakımından tazminat talebinin kabulüne, 2529 sayılı parselin 430/2400 payının davacının miras payı oranında iptal-tesciline, Hazine aleyhindeki davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili ile bir kısım davalılar (davalılar Hazine ve M.S. dışındaki davalılar) vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma dava değeri yönünden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Asıl ve birleşen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı H.Y.ve dava dışı bir kısım mirasçılar ile eldeki davanın bir kısım davalıları arasında muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasına ilişkin Antalya 4.Asliye Hukuk Hakimliğinin 17.12.1997 tarih 916-1130 sayılı dosyasında, dava konusu 2524 ve 2526 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili davanın feragat nedeniyle reddine, 2527 ve 2529 sayılı parseller bakımından ise miras bırakan H. tarafından terekeden mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak devredildikleri kabul edilerek tapu kayıtlarının davacıların miras payları oranında iptal ve tescillerine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmakla; 2524 ve 2526 sayılı parsellerle ilgili olarak açılan tazminat davasının dinlenme olanağı bulunmadığından, mahkemece anılan parsellere ilişkin davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. 2529 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak davalı A.'nin temyizine gelince;Çekişme konusu 2529 parsel sayılı taşınmazın davalı A.'ye temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kesinleşen Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.12.1997 tarih ve 916-1130 sayılı kararı ile belirlenmiş olup, taşınmaz kaydında şerh bulunmasına rağmen davalı A.'nin diğer davalı M.S.'e yapmış olduğu pay temlikinin danışıklı olduğu ve davalı M. S.'in Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilmek suretiyle hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından anılan taşınmazla ilgili davalı A.'nin temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Dava konusu 2527 parsel sayılı taşınmazla ilgili tazminat davası bakımından ise; anılan taşınmazın miras bırakan H..tarafından davalı İ.A.'ya terekeden mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olarak temlik edildiği yukarıda belirtilen mahkeme kararı ile sabittir. Ancak, anılan davanın devamı sırasında davalı İ.'nin bir kısım paylarını 3.kişilere temlik ettiği ve bilahare taşınmazın ifrazen çok sayıda parsele ayrıldığı, oluşan ifraz parsellerinden bir kısmının da yine davalı İ. tarafından ahara devredildiği ve Antalya 4.Asliye Hukuk Mahkemesince de, İbrahim üzerinde kalan parsellerle ilgili olarak pay oranında iptal ve tescile karar verildiği görülmüş; bunların dışındaki üçüncü kişilere geçen ve eldeki davaya konu teşkil eden taşınmazların davacı adına tescili yapılamadığından, işbu davada da tazminat isteğinde bulunulmuştur.Mahkemece, tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca; taşınmazların eldeki davanın açılış tarihi itibariyle niteliği olan "arsa" vasfı gözönüne alınarak tazminat miktarının belirlenmesi ve talep de gözetilmek suretiyle davacının miras payına göre tazminata hükmedilmesi gerekirken, hükme esas alınamayacak bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmiş olması doğru değildir.Davacı ile davalı İ.'in bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.