Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3426 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 2170 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : GİRESUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 15/04/2008NUMARASI : 2005/476-2008/120Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalı Vakıflar İdaresi adına kayıtlı olan 456 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürüp, tapu iptali ile üzerindeki müştemilatların , binaların yıkımı isteğinde bulunmuştur.Davalı, çekişme konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmadığı gibi 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesinde de belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süreninde dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.İhbar olunan davaya yanıt vermemiştir.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığının keşfen saptandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tapu iptali ve kumluk olarak terkinine karar verilmiştir.Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile tapunun iptaline karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmaza ait sicil kaydının ilk tesisinin , kadastro tespitine yapılan itiraz üzerine 16.9.1957 tarihinde hükmen oluştuğu, davanın ise 5.8.2005 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Her ne kadar çekişmeli taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içerisinde, devletin hüküm ve tasarrufu altında ve kamu malı niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak (Anayasanın 43, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 16/C maddesi gereğince ) yerlerden olduğu keşfen saptanmış ise de; 25.2.2009 tarihinde kabul edilip 14.3. 2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen “ bu hüküm iddia ve taşınmazın niteliğine, yahut devlet ve diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır” ve 3. maddesi ile eklenen geçici 10. maddesinin “ bu kanunun 12. maddesinin 3. fıkrası hükmü Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır” şeklindeki hükmü gözetildiğinde taşınmazın ilk sicil kaydının oluştuğu 16.9.1957 tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu sabittir.Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi bakımından karar bozulmadır.Öyleyse, davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK:’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.