MAHKEMESİ : SURUÇ SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/08/2012NUMARASI : 2012/217-2012/284Yanlar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, miras bırakan ile kayıt malikinin aynı kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davacı, miras bırakanı O. oğlu İ.’den olma 01.07.1924 doğumlu ve 15.02.1969 tarihinde ölen A. D. ile, kadastro tespitinde paydaş olarak gösterilenlerden O.oğlu A. D.’ın aynı kişi olduğunun tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgu kabul edildiği halde, tapuda tashih davalarında taşınmaz malikinin ad, soyad ve baba adının davaya konu edilebileceği, bu üç kayıt haricindeki talepler bakımından davanın görülemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bilindiği üzere, Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek veya aynı kişi olduğunun tespitine karar verilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; tapu kaydında herhangi bir düzeltme talebinde bulunulmadığı, tapu kaydında paydaş olan O.oğlu A.D. ile miras bırakan A.D.’ın aynı kişi olduğunun saptanması istenmiştir. Hal böyle olunca, davacının isteği gözetilerek, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı nitelendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.