Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3406 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 2858 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : SİLİVRİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/06/2007NUMARASI : 2006/278-2007/328Taraflar arasındaki davadan dolayı Silivri 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 20.06.2007 gün ve 278-328 sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 15.10.2009 gün ve 8676-10233 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, 301 ada, 34 sayılı parselin tamamının kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağı iddiasına dayalı iptal, sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü yönünde kurulan hükmün temyizi üzerine karar tarihinden sonra 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Kadastro Yasasının 12. maddesine eklenen 3. fıkra, 2, ve 3. cümle ve geçici 10. maddedeki düzenlemeler gözetilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesi gereğine değinilerek bozulduğu ve buna karşı davacı Hazine tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.Eksiğin tamamlatılması yoluyla getirtilen belge ve bilgilerden; çekişme konusu taşınmazın Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.01.1957 tarih, 955/208 Esas, 957/3 karar sayılı tescil ilamına dayalı olarak tesis edilen ve 30.04.1959 tarih 100/99 sayılı sınırı ve miktarı düzeltilen tapu kaydı esas alınarak kadastroca davalının bayii adına tespit edilerek çap kaydının oluştuğu görülmektedir.Öyleyse, anılan tescil ilamının ve miktar ve sınır düzeltilmesine ilişkin ilamın tarafı olan hazineyi bağlayacağı kuşkusuzdur. Bu durumda dava konusu 310 ada, 34 parsel sayılı taşınmazın dayanağını teşkil eden (Silivri Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.1.1957 tarih, 1955/208 Esas, 1957/3 sayılı ve 30.04.1959 tarih 100/99 sayılı kararların) kapsamının keşif yapılarak belirlenmesi, tescil ilamı ve haritası dışında kalıp da kadastro tespitinde davalının bayii adına, fazladan bir yerin tespit edilmesi halinde ve anılan bu kısmın 28.11.1997 tarih, 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı uyarınca belirlenecek kıyı kenar çizgisine göre tanımı 3621 sayılı Yasasının 4.maddesi ve Anayasanın da 43. maddesinde yapılan kıyıda kaldığının anlaşılması halinde hazinenin bu bölümle ilgili olarak dava tarihi itibariyle davasında haklı olacağı tartışmasızdır.Hemen belirtilmelidir ki; taraflardan birinin dava tarihi itibariyle haklı olduğu tespit edilmesine karşın davanın devamı sırasında çıkan bir yeni Yasa hükmü veya İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince haksız düşerse yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı aksine diğer tarafın sorumluluğu cihetine gidilmesi gerekeceği açıktır.Bu belirlemelerin 15.10.2009 tarih, 2009/8676 Esas, 209/10233 sayılı Daire bozma kararına ilave edilmesine ve yerel mahkeme kararının genişletilmiş bu şekli ile bozulmasına, karar düzeltme talebinde bulunan davacı Hazinenin dilekçesinde yazılı nedenler HUMK’nun 440 maddesinde gösterilen dört halden hiçbirisine uymadığından karar düzeltme isteğinin REDDİNE, davacı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 25.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.