MAHKEMESİ: İZMİR 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 18/12/2006NUMARASI: 2006/207-2006/457Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki bulunduğu 41135 ada, 6 parsel sayılı taşınmaza davalının toprak yığmak suretiyle müdahale ettiğini, müdahale dolayısıyla rutubet oluştuğundan evinin zarar gördüğünü, evinin karşısına yapılan tuvaletin görüntü ve sağlık açısından tehlike yarattığını ileri sürüp elatmanın önlenmesine, toprağın kaldırılıp yapının yıkımına, taşınmazların eski hale getirilmesine ve 2.000.000.000.-TL. eski hale getirme bedeli ile tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, yargılamaya katılmadığı gibi, davaya cevap da vermemiştir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmaza davalının toprak doldurmak suretiyle müdahale ettiği, yapılan dolgunun davacı evine zarar verdiği, toprağın kaldırılıp istinat duvarı yapılması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, eski hale getirme ve tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.Nevarki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır. İşte bu gibi hallerde HUMK.'nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.'nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa kararda; davacının davasının kısmen kabulü ile davalının davacıya ait 6 parselde kayıtlı konutun arka duvarına yaptığı toprak yığının kaldırılması suretiyle elatmanın önlenmesine, davalıya toprak yığınının kaldırılması hususundaki kararın kesinleşmesinden itibaren takdiren 30 günlük süre verilmesine, anılan sürede işlemin yerine getirilmemesi halinde ilamın icraen infazına ve imalat bedeli olan 5.020.-YTL'nin davalıdan alınmasına bu imalatlar arasında davacının direnaj gideri olan 480.00.-YTL'yi karşılamasına ve davacının evinde gerçekleştiği anlaşılan 400.00.-YTL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat talebinin reddine ve davacının tuvaletin yıkılmasına yönelik talebinin de reddine, gerekçeli kararda ise, davanın kımen kabulü ile davacıya ait 41135 ada, 6 parselinde kayıtlı binasının arka duvarına yaptığı toprak yığınının kaldırılması suretiyle elatmanın önlenmesine, davalıya toprak yığınının kaldırılması hususunda kararın kesinleşmesinden itibaren takdiren 30 günlük süre verilmesine, anılan sürede işlemin yerine getirilmemesi halinde ilamın icraen infazına ve imalat bedeli olan 4.620.00.-YTL'nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine imalatlar arasında davacının direnaj gideri olan 480.00.-YTL'yi karşılamasına, davacının evinde gerçekleştiği anlaşılan zarardan dolayı 400.00.-YTL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ve davacının tuvaletin yıkılmasına yönelik talebinin reddine denilerek kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir. Hal böyle olunca, hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 esas, l992/4 Sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.