MAHKEMESİ: SOLHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 15/06/2010NUMARASI: 2009/58-2010/116Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, dava konusu 175 ada 9 parsel sayılı taşınmazın Hazineye ait olduğunu ileri sürerek davalı adına kadastro tespitinin iptali ile Hazine adına tespit ve tescilini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın, kadastro tespitinin kesinleştiği, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığı ve iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Davacı Hazine, çekişme konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ileri sürerek, kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın Hazine adına tescili isteğinde bulunmuştur.Mahkemece, kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, özellikle eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden, çekişme konusu 175 ada 9 parsel sayılı taşınmazın kadastroca 2.8.2004 tarihinde senetsizden davalı adına tespit edildiği, kadastro tespitine dava dışı kişiler tarafından itiraz edilmesi nedeniyle Solhan Kadastro Mahkemesinin 2006/564 esas sayılı tespite itiraz davasına konu olduğu ve anılan davanın derdest bulunduğu anlaşılmaktadır3402 Sayılı Yasanın 26. maddesinin son fıkrası uyarınca " Kadastro Mahkemesinin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar".(D) bendi gereğince de " Kadastro Mahkemelerine dava açıldıktan sonra tespitten önceki haklara dayanarak, asli müdahil olarak katılanların iddialarına dair uyuşmazlıkları inceler ve karara bağlar.O halde her ne kadar HUMK'nun da asli müdahale düzenlenmemiş ise de, yukarıda 3402 Sayılı Yasanın zikredilen hükmü doğrultusunda hazineye ait dava dilekçesinin, eldeki davanın davalısı ile üçüncü kişiler arasında kadastro mahkemesinde görülen davaya müdahale olarak nitelendirilmesi gerekir.Hal böyle olunca, dava dosyasının 3402 Sayılı Yasanın 26. Maddesi hükmü gözetilerek kadastro Mahkemesine gönderilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle işin esasına ilişkin olarak yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacı Hazinenin temyiz itirazı yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK'nun 428. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.03.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.