MAHKEMESİ : YATAĞAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 23/11/2011NUMARASI : 2011/132-2011/720Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davacının miras bırakanlarından kalan taşınmazların taksimi ile adlarına tescil edildiğini, kendisine üzerinde evinin bulunduğu taşınmazın verilmesinin kararlaştırıldığı halde, bu yerin 463 parsel numarası ile davalılara, boş olan 464 parselin ise hataen adına tescil edildiğini ileri sürerek, 463 parseldeki ev ve ağaçlar bulunan kısmının adına, 464 parselin de davalılar adına tescili isteğinde bulunmuştur. Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; davacı, davalılar ve dava dışı mirasçıların miras bırakanlarından intikal eden taşınmazlar ile ilgili olarak 24.10.2003 tarih ve 1825 Yevmiye numaralı işlem ile tapuda rızai taksim yapıldığı, tarla vasıflı 463 parselin davalılar adına 1/2 paylarla, içinde kağir ev olan tarla vasıflı 464 parselin ise davacı adına tescil edildiği, 464 parselin tapu kaydında parsel üzerindeki evin davacıya ait olduğuna dair şerh bulunduğu, mahallinde yapılan uygulama sonucunda ibraz edilen bilirkişi raporu ve krokisinde davacıya ait evin 463 parsel sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, gerçekten de davacının evinin 463 parselde kaldığı ve mavi renkle gösterilen bölümün davacı tarafından kullanıldığı ve taksim sırasında hata yapıldığı sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle davanın kabulü kural olarak doğrudur. Ne var ki, davacı evinin bulunduğu ve çekişme konusu ettiği 2.900 m2 lik kısmın ifrazen adına tescilini istemiş, mahkemece davacı 463 parselde paydaş kılınmıştır. Bilindiği üzere, HMK’nun 26/1. maddesinde; “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez, Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Hal böyle olunca, davacının çekişme konusu ettiği bilirkişice tanzim edilen krokide mavi renk ile gösterilen kısmın 463 parselden ifrazının mümkün olup olmadığının araştırılması, ifraz mümkün ise ifraz ile davacı adına tescil edilmesi, ifrazın mümkün olmaması halinde davacının paydaş kılınması, bunun yanında 464 parselin de tapusunun iptali ile davalılar adına tescili gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.