Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3354 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 12762 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : AVANOS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/01/2007NUMARASI : 2003/444-2007/6Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 871 ada 12 ve 14 nolu parsellerin maliki olduğunu, aynı ada 13 nolu parselde de 11 ve 12 nolu parsellerin birlikte kullanım hakkı bulunduğunu, davalının 20 nolu parsel üzerine yaptırdığı binanın 13 nolu parsele taşkın olup Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğünce verilen projeye de aykırı olarak inşa edildiğini, davalının anılan binanın pencere ve çatı saçağını kendisine ait 13 ve 14 nolu parseller tarafına yönlendirdiğini ileri sürerek, 13 nolu parsele taşkın olan inşaatın yıkılarak elatmanın önlenmesine, 13 nolu parsel tarafına bakan pencerenin kapatılmasına, 13 ve 14 nolu parseller üzerine konan çatı saçağının kaldırılmasına karar verilmesi isteminde bulunmuştur.Davalı, davanın reddi savunmuştur.Mahkemece, taşkın inşaat yönündeki talebin konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, diğer yönlere ilişkin davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmazlara elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 12 ve 14 parsel sayılı taşınmazların kayden davacıya ait olduğu 13 nolu parselin ise dava dışı 11 nolu parsel ile birlikte davacıya ait 12 nolu parselin müşterek methali olduğu, davalının 20 parsel sayılı taşınmaza inşaa ettiği binanın müşterek methal olan 13 nolu parsele taşkın olduğu, ancak yargılama aşamasında taşkınlığın yıkılmak suretiyle giderildiği belirlenmek ve bu olgu mahkemece benimsenmek suretiyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ayrıca, bir kimsenin kendi mülkiyet alanındaki binaya pencere açma olgusunun Türk Medeni Kanununun 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkının kullanılmasının ve bahsettiği tasarruf hakkının bir gereği olduğu, imara aykırı olmasının ise idareyi ve idari yaptırımı gerektirdiği kuşkusuzdur. O halde, davacının anılan yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Ancak, mahkemece keşfen elde edilen her iki bilirkişi raporunda da davalının 20 nolu parsel üzerindeki binasının çatı saçağı ve yağmur oluklarının davacıya ait 14 nolu persele taşkın olduğu belirtilmiştir. Böylesine, bir olgunun hukuki himaye görebilmesi koşularının gerçekleşmesi halinde bir irtifak hakkının kurulmasıyla olanaklıdır. Oysa, mahkemece bu hususun gözardı edilerek eskiden beri var olduğundan ve komşuluk hukukundan kaynaklanan bir zararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi olması ibasetsizdir. Diğer taraftan, dava tarihinde var olduğu halde dava sırasında davanın konumunun kalmaması ilgilisini davanın giderleri bakımından sorumluluktan kurtarmaz.O halde, davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.