Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3331 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 12607 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: MARMARAEREĞLİSİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 24/07/2008NUMARASI: 2007/221-2008/88Taraflar arasında görülen davada; Davacı vekili, davacı ile davalının aralarında yaptıkları anlaşma gereğince, davalının 34 ve 35 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını davacıya temlik ettiğini, davacının da karşılığında davalıya 818 sayılı parseldeki 7, 16, 30 nolu daireler ile nakit para vermeyi taahhüt ettiğini, taahhüdünün teminat olarak ta çekişmeli 3147 sayılı parseldeki 34 nolu bağımsız bölüm ile dava dışı 17264 sayılı parseldeki 20, 21, 22 nolu bağımsız bölümlerini davalıya bedelsiz olarak devrettiğini, davalının kesinleşen ilamla aralarındaki anlaşmayı iptal ettirerek, 34, 35 sayılı parsellerdeki payını geri adına tescil ettirdiğini ileri sürerek, teminat olarak verilen 34 nolu dairenin tapu kaydının iptali, davacı adına tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.3.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat O. S. ile temyiz edilen N.D. geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin ve asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .....arafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; özellikle taraflar arasında gerçekleştirilen 25.11.1993 ve 10.1.1994 tarihli protokol ve ek protokol başlığını taşıyan anlaşma gereğince davacının kooperatiften elde edeceği 818 sayılı parseldeki 7, 16 ve 30 nolu bağımsız bölümlerin mülkiyetini davalıya geçireceği, buna karşılık davalının 34 ve 35 sayılı parsellerdeki paylarını davacıya intikal ettireceği ve davacının kendisine intikal ettirilecek taşınmazların karşılığı olarak devredilecek taşınmazlara ilaveten bir miktar parayı davalıya ödeyeceği, şayet davacı protokollerde belirtilen tarih itibariyle edimini ifa etmez ve öngörülen taşınmazların mülkiyetini davalıya intikal ettiremez ise kendisine verileceği kararlaştırılan 34 ve 35 sayılı parsellerdeki payların karşılığı olmak üzere davalıya teminat mukabili mülkiyeti devredilen 3147 parseldeki 34, keza 17264 sayılı parseldeki 20, 21, 22 nolu bağımsız bölümlerin mülkiyetinin davalıya geçeceği ve tapu kaydının iade edilemeyeceği kararlaştırılmıştır.Gerçekten de, davalı protokol uyarınca maliki olduğu 34 ve 35 sayılı parsellerdeki payını kayden davacıya devretmiş, bunun karşılığı olarak da, teminat olmak üzere davacıya ait 34, 20, 21, 22 nolu bağımsız bölümlerin kayıtlarının da davalıya kayden aktarıldığı sabittir.Davalı, davacının sözleşmede belirtilen yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmediği için Bakırköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/803 Esas sayılı dava dosyasında 34 ve 35 parseller yönünden tapu iptal ve tescil ile birlikte protokollerin iptali isteğiyle açmış olduğu dava kabulle sonuçlanmış ve anılan mahkemenin 27.10.2003 tarih 803/998 sayılı kararı ile derecaattan geçmek suretiyle kesinleşmiştir.Öyle ise, taraflar arasında düzenlenen protokollerin anılan karar ile iptal edildiği açıktır.Bu durum karşısında, teminat olarak mülkiyeti devredilen taşınmazıların davalı üzerindeki sicil kayıtlarının hukuki dayanağının kalmadığı sabittir. Başka bir söyleyişle yolsuz tescil durumuna düşmüştür. Öte yandan, borcun ifa edilmemesi halinde teminat mukabili devredilen taşınmazların mülkiyetinin davalıya ait olacağına mütedair taraflar arasında yapılan sözleşmenin Türk Medeni Kanununun 873.maddesi hükmü karşısında geçersiz bulunduğu açıktır. Bir başka ifadeyle böylesi cezai şartı içeren aktin anılan madde düzenlemesi karşısında hukuken bir değer taşıması olanaksızdır. Esasen, cezai şartı içeren sözleşme de kesinleşen karar ile iptal edilmiştir.Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 17.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.