MAHKEMESİ: DALAMAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 20/07/2006NUMARASI: 2005/57-172Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu ..ada ..parsel sayılı taşınmaz içindeki yaklaşık ..m2 civarında gecekonduyu davalının haksız olarak kullandığını ileri sürerek, davalının gecekondu vasfındaki eve elatmasının önlenmesini istemiş, ıslah yoluyla taşınmazın ..89 m2 lik bölümüne davalının elatmasının önlenmesini ve gecekondu vasfındaki ev ve eklentilerinin yıkımı isteğinde bulunmuştur.Davalı, çekişme konusu taşınmazın bir bölümünü murisi eşi N..K..'nın taşınmazın ilk kayıt maliki M.. A...dan haricen satın aldığını ve ev yaptırdığını, eşinin ölümünden sonra kendisinin kullandığını, davacının durumu bilerek M..A..mirasçılarından taşınmazı satın aldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, yıkım isteminin reddine karar verilmiştir.Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kayden davacıya ait taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın elattığı belirlenmek suretiyle, elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Diğer taraftan, davalı taşınmazı davacının bayiinden haricen satın aldığını bildirerek, Türk Medeni Kanununun 994 (eski 907) maddesi hükmü gereği lehine hapis hakkı tanınmasını istemiş ise de, anılan satın alma olgusunun davalıya kişisel hak sağlayacağı ve kendi bayiine yönetilmesi gerekeceği haricen satan davacı olmadığına göre böylesi bir talebin muhatabı olmayacağı açıktır. Mahkemece bu olgu gözetilmek suretiyle yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında da bir yanlışlık bulunmamaktadır.O halde, davalının tüm davacının öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ancak, davacı çekişme konusu taşınmaza elatmanın önlenmesini istemiş, yargılama aşamasında da HUMK.'nun 83. ve devamı hükümleri gereğince usulüne uygun olarak davasını ıslah ederek harcını da yatırmak suretiyle yıkımda istemiştir.Bilindiği üzere, HUMK.'nun 87/son maddesi hükmünde ıslah ile müddeabihin arttırılamayacağı öngörülmüşken anılan düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptalinden sonra müddeabihin arttırılması olanaklı hale gelmiştir.Bu yasal düzenlemeye göre, davacının yapmış olduğu ıslahın yasal olmadığını söylemeye olanak yoktur.Hal böyle olunca, davacının yıkım isteğinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.