Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3277 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 15681 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : ANKARA 6. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 17/09/2012NUMARASI : 2011/790-2012/1372Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, 29.03.2011 tarihinde sulh hukuk mahkemesinde açılmış ve sulh hukuk mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen muhdesatın değerinin toplamından (4.3.1953 tarihli 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanunu'nun 26., 27., 28., 30., ve 32. maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Mahkemelerin görev konusunu düzenleyen dava tarihi itibariyla yürürlükte bulunan HUMK.nun 1.maddesi gereğince de görev dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise görevli mahkemenin tespitinde davanın açıldığı gündeki değerin esas tutulması gerekir. Somut olayda; eldeki dava gayrimenkulün aynına ilişkin olduğundan dava değeri müdahale edilen kısmın değeri ve ecrimisil toplamından ibarettir. Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan inşaat bilirkişisi raporunda, dava konusu gecekondunun değeri 8.078,40 TL olarak tespit edildiğine ve ıslah yoluyla 5.142,47 TL ecrimisil istendiğine göre, bu durumda, toplam dava değerinin 13.220,87 TL olduğu anlaşılmakla, bu miktar, dava tarihi itibariyle sulh hukuk mahkemelerinin görev sınırını belirleyen HUMK’nun 8. maddesindeki miktarın üstünde olduğundan davayı görmeye sulh mahkemeleri değil asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Bilindiği üzere, görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen göz önünde tutulması gereken bir usül kuralıdır. Hal böyle olunca, görev yönünden davanın reddine kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru değildir. Davalı vekilininn temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.3.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.