Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3272 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4272 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ŞİLE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/07/2013NUMARASI : 2011/299-2013/348Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR- Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, kızı olan davalının ölünceye kadar bakacağı vaadi ile maliki olduğu 267 ve 1253 parsel sayılı taşınmazlarını davalıya satış akti ile temlik etmesine rağmen davalının sözünü tutmayarak bakım borcunu yerine getirmediğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, mirasbırakana 10.000,00 TL borç verdiğini ancak murisin bunu kabul etmeyerek ısrarı üzerine verdiği borç para karşılığında taşınmazın kendisine devredildiğini, murisin de aldığı parayı banka hesabına yatırdığını, ayrıca davacı ile ilgilendiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının bakım borcunu yerine getirmediği ve çekişmeli taşınmazları gerçek değerinin altında bir bedelle edindiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının maliki olduğu 267 ve 1253 parsel sayılı taşanmazlarını davalı kızına 10.08.2010 tarihli satış aktiyle temlik ettiği kayden sabittir.Hemen belirtilmelidir ki, 1086 sayılı HUMK'un 179/4. maddesi hükmüne paralel düzenleme getiren 6100 sayılı HMK'nın 119/g maddesine göre; davacı dava dilekçesinde dayandığı hukuki sebepleri belirtmelidir.Yine HUMK'un 74. ve 76. maddeleri hükümlerine paralel düzenlemeler getiren 6100 sayılı HMK'nın 26. ve 33. maddelerine göre; olayları bildirmek ve ileri sürmek taraflara, bu kapsamda nitelemeyi yapmak ve belirlenecek hukuki tavsifle ilgili olarak tatbik edilecek kanun hükümlerini tesbit ve tayin ederek uygulamak hakime aittir.Ne var ki; davacının dava dilekçesinde dayandığı hukuki sebep anlaşılamadığı gibi mahkemece hukuki nitelendirme yapılmaksızın karar verilmiştir.Hâl böyle olunca,6100 sayılı HMK'nın 31. maddesinde belirtilen “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir” hükmü uyarınca öncelikle davacıdan davadaki talep sonucuna göre dayandığı hukuki sebebin açıklattırılması, davada dayanılan hukuki neden veya nedenlere göre önem sırasına göre taleplerin incelenmesi,tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda araştırma, inceleme ve soruşturma yapılması, taraf delillerin toplanması,toplanan ve toplanacak olan delillerin birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; hukuki sebep açıklattırılmaksızın ve hukuki niteleme yapılmaksızın, yazılı olduğu üzere iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.