Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 327 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 12666 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : YOMRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 25/06/2009NUMARASI : 2008/126-2009/39Taraflar arasında görülen davada;Davacı, maliki olduğu 1241 sayılı parselde davalının kullandığı su deposu bulunduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir.Davalı, kullanımının davacının dedesi M.Ç. ile aralarında düzenlenen harici anlaşmadan kaynaklandığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının kullanımının yıllardır süre gelen bir intifa ve kira ilişkisine dayandığı, davacının da 1974 yılından bu yana kullanıma izin verdiği, ileri sürülen isteğin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Getirtilen kayıt ve belgelerden, davaya konu 1241 sayılı parselin 29.11.1979 tarihindeki kadastro tesptinde “Tapu kayıtlarına ve harici taksime dayalı olarak M. Ç.a ait iken 1978'de ölümüyle mirasçıları eşi Z. ile çocukları H., N., N., H. ve A.'ye kaldığı”ndan bahisle M. Ç.'ın eşi ve çocukları adlarına tespit edildiği, tespitin 4.12.1980'de kesinleştiği, tespit tutanağının beyan-şerh-mükellefiyet bölümünde bir açıklama bulunmadığı, daha sonra mirasçılar arasında yapılan intikal ve satışlar suretiyle 70/80 payının M. oğlu N. Ç., 10/80 payının da H. oğlu M. Ç. adlarına kayıtlandığı görülmektedir. Bunun yanında, taşınmazda bulunan çekişme konusu su deposunun, o zaman ki taşınmaz maliki M. Ç. ile Süt Endüstrisi Kurumu arasında düzenlenen 7.11.1974 tarihli harici belgeye dayanılarak S.E.K. tarafından inşa ettirildiği, anılan kurumun özelleştirme kapsamında 20.7.1995'te davalı Şirkete satıldığı çekişmesizdir.Kayıt maliklerinden N.'in mirasçısı davacı O., davalı Şirketin taşnmazdaki su deposunu haksız olarak kullandığını ileri sürerek eldeki davayı açmış; davalı ise, özelleştirme sırasında su deposunun kullanım hakkının da protokol kapsamında yer aldığını ve kullanımlarının haksız olmadığını savunmuştur.Dosya içeriği ve toplanan delillere göre, taşınmazın tespit tutanağının herhangi bir yükümlülük ve kısıtlamadan ari biçimde kesinleştiği ve kesinleşmesinden itibaren 3402 Sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık sürenin geçtiği gözetildiğinde, kadastro öncesi düzenlenen harici belge dayanak yapılarak taşınmaz üzerinde kişisel bir hak oluşturulması mümkün bulunmadığı gibi, çekişmeli su deposunun kullanım hakkının özelleştirmeyle ilgili devir protokolü kapsamında da yer almadığı anlaşılmaktadır.Değinilen olgular karşısında, söz konusu harici belgenin davalı şirketin su deposunu kullanmasını haklı ve geçerli kılacağını söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddedilmesi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.1.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.