MAHKEMESİ: KARABÜK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ: 18/09/2008NUMARASI: 2006/222-2008/422Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları H.M.'un hastanede koma durumunda bulunduğu sırada önceden vekil kılınan davalı N..'in vekalet aktini kötüye kullanarak murise ait dava konusu 684 parselde bulunan 5 nolu bağımsız bölümü tapuda satış göstermek suretiyle murisin torunu davalı Y.'e temlik ettiğini, davalı Y.'inde murisin ölümünden bir gün önce taşınmazı üvey babası olan diğer davalı İbrahim'e satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, davalılar Y. ve İ..'in mirastan mal kaçırmak amacıyla kötü niyetle muvazaalı işlemler yaptıklarını ileri sürerek payları oranında iptal tescil, olmazsa taşınmazın dava tarihindeki payları oranındaki değerinin hüküm altına alınması isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davalıların yaptıkları işlemlerin gerçek iradelerini yansıtmayıp murisin diğer mirasçılarından mal kaçırmak gizli amacına yönelik olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, Borçlar Kanununun 18.maddesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.Davacıların miras bırakanın kızları, davalı Y.'in miras bırakanın oğlundan olma erkek evladı olduğu, davalı İ.'in ise Y.'in üvey babası olduğu, miras bırakanın davalı Y..in babasının ölümü nedeniyle Y..ve diğer torunları ile birlikte kaldığı torunların bakım ve gözetimleri ile ilgilendiği, temlik sırasında gösterilen satış değeri ile gerçek değerler arasında açık aşırı fark bulunduğu, murisin satıma ihtiyacı olmadığı yerel mahkemece belirlenmek ve miras bırakanın, temlikinde asıl amacının satış değil bağış olduğu, mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla hareket ettiği, diğer davalı İ..'inde durumu bilen kişi konumunda olup, satın alma savunmasını gösterecek her hangi bir delil gösterilmediği mahkemece gözetilmek nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Davalıların işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Ancak Davalı N., olayda murisin vekil sıfatıyla hareket etmiş olup, murisin talimatını yerine getirilmekle yükümlüdür.Bununla da yetinilmiştir.Muvazaanın gerek oluşumunda gerekse icrasında N.'in bir katkısı yada kusuru bulunmamaktadır. O halde davalı N.'e husumet yöneltilmesi doğru değildir.Öte yandan dava dilekçesinde gösterilen değere itiraz edilmemiş ve yargılama sırasında belirlenen değer üzerinden harç da tamamlanmamıştır. Bu durumda avukatlık parasının N. dışındaki davalılardan davacının payına tekabül eden dava dilekçesinde gösterilen değer esas alınmak üzere tahsil edilmesine karar verilmesi gerekirken, harcı tamamlanmayan değerin vekalet ücretine esas alınması isabetsizdir.Davalıların açıklanan yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.