Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3240 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 1918 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 03/06/2003NUMARASI: 2001/683-500Taraflar arasında görülen davada;Davacılar,çekişme konusu taşınmazın kadastroca tesbit harici bırakıldığını,oysa miras bırakanları adına kayıtlı Mart ..tarih ..nolu tapu kaydı kapsamında ve zilyetliklerinde olduğunu ileri sürüp,tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar,dava konusu yere ilişkin daha önce davalar görüldüğünü,devletin hüküm tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu belirtip,davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar tarafından ayrı ayrı süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, kadastro tesbit harici bırakılan yerin tapu ve zilyetliğe dayanmak suretiyle tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden;daha önce davacıların taraf olduğu Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1967/ 265 esas-1989/85 karar sayılı ilamında davacıların eldeki davadaki dayanaklarını teşkil eden tapu kaydının çekişmeli yere ait olduğunu ileri sürerek açmış oldukları tescil davasında dayanılan kaydın çekişmeli yere uymadığının belirlenmek suretiyle davanın reddine karar verildiği ve kararın da kesinleştiği anlaşılmaktadır.Buna göre davacıların dayandıkları tapu kaydının çekişmeli yere ait olmadığına dair anılan kararın davacıları bağlayacağı kuşkusuzdur.Bu sebeple mahkemece,tapu kaydına itibar edilmemiş olması doğrudur. Ne var ki, çekişmeli yerin 1957 tarihinde yapılan genel kadastro sırasında kumluk vasfıyla kadastro harici bırakıldığı sabittir.Oysa, mahkemece imar ve ihya koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek taşınmazın davacılar adına tesciline karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, bir taşınmazın imar ve ihya ile kazanılabilmesi için 3402 Sayılı Yasanın 17. maddesinde öngörülen diğer koşulların yanında taşınmazın belediye sınırları içerisinde ve mücavir alan kapsamında da kalmaması gerekir.Ne var ki, çekişme konusu yerin belediye sınırları içerisinde bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.O halde, mahkemece davanın kabulü yönünde kurulan hükmün yasal olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.