MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/04/2012NUMARASI : 2012/91-2012/242Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil veya tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 5.3.2012 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat C. İ. ile temyiz edilenler vekili Avukat M. E. A. geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; miras bırakan H. O.’ı oğlu M. E.’in 03.05.1988 tarihinde öldürmeye teşebbüs ettiği ve bu nedenle M.E.’in yargılanıp Ağır ceza Mahkemesince mahkum edildiği, murisin bunun üzerine oğlu M.E.’i mirastan ıskata yönelik 18.09.1988 tarihinde vasiyetname düzenlediği, ölümünden kısa süre öncede miras bırakan H.’in maliki olduğu 10 parça taşınmazını 04.11.2004 tarihli akitle satış suretiyle, aynı gün bir sonraki yevmiyeli akitle 15 parça taşınmazını da hibe suretiyle davalı çocukları ve torununa temlik ettiği, ardından 05.12.2005 tarihinde murisin öldüğü anlaşılmaktadır.Davacıların babası M.E.’in kök muris H.’in ölümü üzerine Bismil Sulh Hukuk Mahkemesine müracaatla 13.12.2005 tarihli kendisinin de mirasçı olarak yer aldığı mirasçılık belgesini temin ettiği ve yukarıda açıklanan 25 parça taşınmaz temliki bakımından Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesine 2006/1 esasta tapu iptali ve tescil davası açtığı, davanın ret kararının dairenin 29.05.2008 tarih, 2008/4023 esas, 2008/6653 karar sayılı ilamı ile,”…..davacı dosya içerisinde bulunan Bismil Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.12.2005 tarih, 2005/614 esas, 2005/641 karar sayılı mirasçılık belgesi ile muris H.O.'ın mirasçısı olarak gösterilmiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 510 ve devamı hükümleri uyarınca ıskat edilen mirasçının miras bırakanın terekesinden hak elde etme olanağı yoksa da anılan veraset belgesinde davacı halen muris H. mirasçısı olarak yer almaktadır. Hal böyle olunca, davalılara davacının davada aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespitinin davanın neticesine etkili bulunduğu gözetilerek yukarıda belirtilen gerekçelerle hasımlı açılacak davada davacının mirasçı olarak gösterildiği mirasçılık belgesinin vasiyet tarihi ile davacının mirasçılıktan çıkartıldığı da öne sürülmek suretiyle iptali ile yeni mirasçılık durumunu belgeleyen kararın alınması için önel verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği….” gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece, veraset belgesinin iptali için verilen süre içinde diğer mirasçılarca açılan dava ile Bismil Sulh Hukuk Mahkemesinin 09.11.2010 tarih, 2009/109 esas, 2010/515 karar sayılı kararı ile M. E.’in mirasçılığını dair veraset belgesinin iptali ile muris H.O.’ın mirasçılığından yoksun bırakılmasına ve M. E.’in çocukları olan eldeki davanın davacılarının mirasçı olarak belirlenmesine karar verildiği görülmektedir.Davacıların 25 parça taşınmaz için açtıkları davada mahkemece tefrik kararı verilmesi üzerine eldeki davaya, bağış yoluyla intikal ettirilen 15 adet taşınmaza ilişkin tenkis talepli olarak devam edilmektedir.Bilindiği üzere; Türk Medeni Kanununun 571. maddesi hükmü uyarınca, saklı pay sahibi olan kişilerin saklı paylarına tecavüz edildiğine ıttıla kespettikleri tarihten itibaren Türk Medeni Kanununun 560. ila 571. maddeleri arasında öngörülen tenkis davasının 1 yıl içerisinde açılması gerekir. Anılan süre, zamanaşımı olmayıp, hak düşürücü süredir ve mahkemece davanın her aşamasında resen gözetilmesi icap eder. Somut olayda, davacıların mirasçı olmalarına vakıf (muttali) oldukları tarihin mirastan ıskat edilen babaları M.E.’in elde ettiği veraset belgesinin iptali ile ortaya çıkacağı açıktır. Bu tarihten önce, saklı pay sahibi olan davacıların mirasçı olduklarını bilmelerinin gerektiği de düşünülemez.Öyle ise, verasetin iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşip kesinleşmediğinin saptanması, kesinleşmiş ise eldeki davanın açıldığı tarihe göre yasada öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçmeyeceği gözetilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri toplanıp işin esasının incelenmesi gerekeceği kuşkusuzdur.Hal böyle olunca; dava tarihine göre hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle davanın reddi isabetsizdir.Davacıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 990.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenlerden alınmasına, 05.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.