MAHKEMESİ : ALANYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/03/2013NUMARASI : 2011/511-2013/80Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece ecrimisil isteğinin kabulüne, elatmanın önlenmesi isteği hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar, davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.03.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat U.. Ö.. ile temyiz edilen vekili Avukat M.. K..K.. geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacı şirket, maliki olduğu 1256 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan otelin davalı tarafından işgal edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000,00 TL ecrimisilin ticari faizi ile birlikte tahsili isteğinde bulunmuş, ıslah ile de ecrimisil talebini 61.700,00 TL ye yükseltmiştir.Davalı, taşınmazdaki oteli yetkili kişilerden kiraladığını, yasal zilyet olduğundan işgalci ve kötüniyetli kabul edilemeyeceğini, ayrıca davacı tarafın işbu davayı açmaya yetkisinin bulunmadığını, zira şirketin usulsüz bir şekilde kayyuma devredildiğini, otelin de köhne ve kullanılmaz durumda iken yaptığı iyileştirmelerle bu günkü haline getirdiğini, uzlaşmaya da hazır olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davalının dayandığı kira sözleşmesinin davacı şirketin yetkilisi olmayan kişilerce düzenlendiği, bu sebeple davacı şirketi bağlayıcı nitelikte olmadığı gerekçesi ile ecrimisil isteğinin ıslah edilen tutar üzerinden kabulüne, elatmanın önlenmesi isteği hakkında ise taşınmaz yargılama sırasında boşaltıldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, çekişme konusu 1256 parsel sayılı taşınmazın davacı şirket adına kayıtlı olduğu, Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/365 esas sayılı dosyasında davacı şirketin mevcut yönetim kurulunun tüm yetkilerinin kaldırılarak, şirketin tüm işlerinin kayyum tarafından yönetilmesine karar verildiği, eldeki davanın da şirket kayyumu tarafından atanan vekil tarafından açıldığı, tapuda tarla vasfı ile kayıtlı olan taşınmaz üzerinde beş katlı otel binasının bulunduğu, anılan binanın davalı kullanımında iken yargılamanın sırasında boşaltıldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, mülkiyet hakkı sahibinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 683. ve devamı maddeleri uyarınca, taşınmazını haklı ve geçerli bir sebebe dayanmaksızın işgal eden kişiye karşı her zaman el atmanın önlenmesi ve buna bağlı olarak ecrimisil isteğinde bulunması mümkündür. Ancak, taşınmazı kullanan kişi ile malik arasında geçerli bir kira ilişkisinin olması halinde, işgalden söz edilemeyeceği gibi taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira hükümleri çerçevesinde çözümleneceği de kuşkusuzdur.Somut olaya gelince; davalı, kiracı sıfatıyla taşınmazı kullandığını savunmuş, bu savunmasını ispat için de 23.02.2010 tarihli kira sözleşmesine dayanmıştır. Anılan sözleşmede kiraya veren kişinin davacı şirket ya da şirket yetkilisi olmayıp, dava dışı C.. Emlak Ticaret Limited Şirketi olduğu görülmekte ise de, kira sözleşmesinin yapıldığı tarihte davacı M.. Turizm İşletmecilik Ticaret Yatırım ve Sanayi Anonim Şirketini temsile yetkili kişinin yönetim kurulu başkanı olan A.. M.. olduğu 24.05.2010 tarihli imza sirküleri ve Alanya Ticaret Sicili Memurluğunun 20.05.2010 tarihli yazılarından anlaşılmaktadır. Davacı şirketi münferiden temsile yetkili kişi olan A.. M..'in ise 25.02.2010 ve 25.05.2010 tarihli yazılar ile taşınmazın C.. Emlak Ticaret Limited Şirketi tarafından davalıya kiraya verilmesine muvafakat ettiği dosya kapsamı ile sabittir.Hâl böyle olunca, davalının savunmasını kanıtladığı ve çekişmeli taşınmazı kiracı sıfatıyla kullandığı, böyle olunca da işgalci kabul edilemeyeceği gözetilerek, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.