Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3205 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 14799 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ : BODRUM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/05/2010NUMARASI : 2009/63-2010/364Taraflar arasında görülen davada;Davacı vekili, 103 ada 105 parsel sayılı taşınmazın kadastroca davalılardan Mehmet Aydın adına tespit ve tescil edildiğini, anılan davalı aleyhine Bodrum Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1991/281 Esas, 1995/384 Karar sayılı dosyasından açılan dava sonucunda taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerlerden olduğu gerekçesi ile Hazine adına tesciline karar verildiğini ve dereceattan geçerek kesinleştiğini, ancak kararın infazından önce davalı M..'in taşınmazı, bu durumu bilen ve bilebilecek durumda olan diğer davalı M..’ya kötüniyetli olarak temlik ettiğini ileri sürerek, iptal ve tescile, mümkün olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı, tapu kaydına güvenerek bedeli karşılığında taşınmazı satın aldığını, sicil kaydından yerin mülkiyetinin çekişmeli olduğunun anlaşılamadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne dair verilen karar, Dairece; “ ... çekişmeli taşınmazın zeytinli tarla cinsi ile tespit ve tescil edildiği, yine bu niteliği ile tapuda devir ve temlike konu yapıldığı,öte yandan, 1991/281- 1995/384 sayılı davada taşınmazın Hazine adına özel mülk olarak tesciline karar verildiği ve Hazine'nin bu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer olduğu tescile tabi olmadığı yolundaki gerekçeye itiraz etmediği, eldeki davada da yine tescil isteğinde bulunduğu, temlik tarihinde kayıtta ihtiyati tedbirin yeralmadığı, bu durumda, taşınmazı satın alma yolu ile edinen davalı M..'nın, taşınmazın Hazine ile bayii (satıcısı) arasında davalı olduğunu bilip bilmediğinin önem kazandığı, ne var ki, mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadığı, hal böyle olunca, davalı M..'nın iyiniyetli olup olmadığının araştırılması, yanların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği ” hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulup soruşturma tamamlandıktan sonra davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, tapu iptali ve Hazine adına tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkin olup, mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak, son kayıt maliki davalı M..'nın iyiniyetli olduğu saptanmak suretiyle terditli ilk istek olan tapu iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince; davacı, tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat talebinde bulunmuştur. Ne varki, mahkemece davacının terditli isteği olan tazminat isteği yönünden olumlu, olumsuz bir karar verilmemiştir.O halde; mahkemece tazminat isteği yönünden de bir değerlendirme yapılarak neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususun gözardı edilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.