MAHKEMESİ: MUT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ: 18/03/2008NUMARASI: 2006/176-2008/152Taraflar arasında görülen davada;Davacı, 674 ada 88 parsel sayılı zemin kat 1 bağımsız bölüm nolu meskenini davalı eşine, kadınlık görevlerini yerine getireceğine dair söz vermesi üzerine, aslında bağış olduğu halde satış göstermek suretiyle 7.11.2003 tarihinde temlik ettiğini, ancak davalının kötü muameleye devam ettiğini ve boşanma davası açtığını ileri sürüp, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.Davalı, çekişme konusu taşınmazın kanuni hakkı ve emeğinin karşılığı olarak davacı tarafından rızaen verildiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, "davalı vekilinin beyanıyla da anlaşıldığı üzere taraflar arasında muvazaalı işlem yapıldığı" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, taraf muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilşikindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının kayden maliki olduğu çekişme konusu 674 ada 88 parsel zemin kat 1 nolu meskenini 7.11.2003 tarihinde ve satış suretiyle davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacı, dava konusu taşınmazı davalı olan eşinin kendisine iyi davranması ve kadınlık görevlerini yerine getireceğine dair söz vermesi nedeniyle aslında bağış olduğu halde satış şeklinde temlik ettiğini, ancak davalının sözünü tutmadığını ve boşanma davası açtığını ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Anılan, bu açık beyan karşısında, taşınmazın temliki yönünden davacının iradesini sakatlayan bir nedenin bulunmadığı açıktır.Diğer taraftan, davalı vekilinin 18.3.2008 tarihli celsedeki imzalı ifadesinde, dava konusu yerin temlikinde bir bedel ödenmediği belirtilmişse de, bu beyanın davanın kabulü anlamına gelmeyeceği gibi neticeye etkili olduğu da kabul edilemez.Kaldı ki, bedel ödenmemesi taşınmazın temlikinde bağış amacının güdüldüğü şeklinde değerlendirilmelidir. Öyleyse, böylesi bir işlemin taraf muvazaası olduğunun kabulü gerekir. Hiçkimsenin, Türk Medeni Kanununun 2.maddesi hükmü karşısında kendi muvazaalı işlemine dayanarak hak edinmesine yasal olanak yoktur.Öte yandan, 5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince taraf muvazaası iddiasının yazılı delille ispatı gerekir. Somut olayda, davacı tarafından yazılı bir belge sunulmamıştır.Hal böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile aksi yönde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.