MAHKEMESİ : AKÇADAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/07/2013NUMARASI : 2011/191-2013/186Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar (birleşen davanın davalıları) tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.02.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat F.. B.. ile temyiz edilenler vekili Avukat Y.. S.. geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı F.. Ş.. gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Asıl dava, ölünceye kadar bakma akdine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine, birleşen dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiş, hüküm asıl davanın davacıları (birleşen davanın davalıları) tarafından temyiz edilmiştir.Asıl davada davacılar, mirasbırakan V.. Ş..’in 587, 589 ve 410 parsel sayılı taşınmazları 27.10.2001 tarihli ölünceye kadar bakma akdiyle kendilerine bıraktığını, ardından 587 ve 589 parselleri de satış suretiyle temlik ettiğini, ancak 410 parselde takyidat olduğu için tapuda devir yapılamadığını, akitten doğan bakım borcunu yerine getirdiklerini, davalıların tapuda ferağ vermediklerini ileri sürerek 410 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı Meryem, eşi muris ile birlikte davacı oğulları yanında yaşadıklarını, murisin ihtiyaçlarını davacılarla birlikte karşıladıklarını, asıl davayı kabul ettiğini bildirmiş, diğer davalılar, ölünceye kadar bakma akdinin koşullarının oluşmadığını, sözleşmenin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı yapıldığını, bakım ihtiyacı olmayan murisin mal varlığının büyük bir bölümünü oğulları olan davacılara temlik ettiğini, murisin bakımını eşi Meryem’in yaptığını, davacıların murise bakmasının da söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Birleşen davada ise, davacılar, mirasbırakan V.. Ş..’in mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla 587 parseli davalı Mehmet’e, 589 parseli ise davalı Nezir’e satış suretiyle temlik ettiğini, murisin satış ihtiyacının olmadığını ileri sürerek muris muvazaası nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.Mahkemece, çekişme konusu 587, 589 ve 410 parsel sayılı taşınmazları murisin ölünceye kadar bakma akdiyle davacı oğullarına devrettiği, devre konu taşınmazların murisin mal varlığının % 58’ine tekabül ettiği, makul oranın aşıldığı, murisin sözleşmeyi yapmakta haklı bir nedeninin olmadığı, eşi sağ olan murisin ihtiyaçlarını ölene kadar eşinin karşıladığı, ölünceye kadar bakma akdi ve 587 ile 589 parsellerin satış suretiyle devrinin aynı gün yapılmasının ölünceye kadar bakma akdinin ruhuna aykırı olduğu, murisin sağlığında hak dengesini gözeten tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmadığı, mirasçıdan mal kaçırma amaçlı tapuda devir ve noterde ölünceye kadar bakma akdi yapıldığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içreğinden, toplanan delillerden; mirasbırakan V.. Ş..’in çekişme konusu 587, 589 ve 410 parsel sayılı taşınmazları 27.12.2001 tarihinde noterde tanzim edilen ölünceye kadar bakma akdiyle eşit olarak asıl davanın davacıları olan oğulları N.. Ş.. ile M.. Ş..’e devrettiği, aynı gün düzenlenen akitle ise 587 parseli oğlu M.. D..’a, 589 parsel ise oğlu Nazir’e satış suretiyle temlik ettiği, 410 parsel sayılı taşınmazın ise halen muris adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı ve birleşen davada hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, mirasbırakanın çekişme konusu 587 ve 589 parselleri satış suretiyle, 410 parseli ise ölünceye kadar bakma akdi ile oğulları davacılara (birleşen davanın davalılarına) temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın ise kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Asıl davanın davacılarının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Asıl davanın davacılarının öteki temyiz itirazlarına gelince; dosya kapsamı ile asıl dava bakımından davalılardan Meryem’in 06.12.2012 tarihli oturumdaki beyanında, davacılar Nazir ve M.. D.. tarafından açılan ölünceye kadar bakma akdine dayalı davayı kabul ettiğini belirttiği ve beyanını imzasıyla doğruladığı açıktır.Hemen belirtmek gerekir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 311. maddesi hükmü gereğince; kabul kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Hüküm kesinleşinceye kadar yargılamanın her aşamasında yapılabilir. Hâl böyle olunca; davalı Meryem’in asıl davayı kabul beyanı dikkate alınarak bu davalı payı bakımından asıl davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davacıların (birleşen davanın davalılarının) bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 03.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.