Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3173 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15297 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza ve kadastral yola vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.Davacı vekili, müvekkilinin paydaşı olduğu 95 parsel ile müstakil maliki olduğu 589 parsel sayılı taşınmazlara komşu 588 parsel maliki davalının tecavüz ettiği gibi bu 3 parsel arasında kalan kadastral yolu da işgal ettiğini ileri sürerek taşınmazlara ve kadastral yola elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiş; yargılama aşamasında ise, davacının "... oğlu ..." değil "... oğlu ..." olduğunu, sehven "... oğlu ..."'ın vekaletnamesinin dava dilekçesinin ekinde sunulup dava dilekçesine onun TC kimlik numarasının yazıldığını bildirmiş ve "... oğlu ...''' ın vekaletnamesini dosyaya ibraz etmiş; "... oğlu ...''' da davacı olduğunu bildirmiştir.Davalı, müdahalesinin olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava dilekçesinde ve ekindeki vekaletnamede davacının baba adının farklı yazıldığı, bu kimlikteki kişinin davacı olmadığı gerekçesi ile davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.Bilindiği üzere; iki tarafın veya hakimin, zahir ve açık olan yazı ve hesap hataları HMK. nun 183/1. maddesine göre karar verilinceye kadar düzeltilebilir. Her ne kadar HMK. nun 183/1. maddesinde karar verilinceye kadar yazı ve hesap hatalarının düzeltilebileceği ifade edilmekte ise de, HMK. nun 304/1. maddesinde yargılamanın bitmesinden sonrada maddi hataların düzeltilmesine de imkan verilmiştir. Mahkemece karar verilmiş ve karar taraflarına tebliğ edilmiş ise, bu halde mahkemenin karardaki açık hatayı düzeltebilmesi için tarafları dinlemesi gerekmektedir. Yapılan davet üzerine taraftar gelmedikleri takdirde düzeltme dosya üzerinden yapılacaktır.Taraflardan birinin yazı veya hesap hatasını düzeltmesi sonucu yargılama uzamışsa, yargılama giderlerinin belirlenmesinde bu durum da dikkate alınacaktır (HMK m. 183/2).Maddi hatanın düzeltilmesi davanın tarafının değişmesine yol açacaksa bu yola başvurulamaz. Çünkü bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olup (HMK. m. 124/1) karşı tarafın açık rızası olmaksızın görülmekte olan davanın tarafının değiştirilmesi mümkün değildir. Bununla birlikte, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi söz konusu ise, bu halde karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından bu düzeltme yapılacaktır (HMK. m. 124/3). Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, bu halde de hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilecek ve gerekli değişikliği yapabilecektir. (HMK m. 124/4).Bu açık hükümler gözetilerek somut olay ele alındığında; çekişmeli 95 ve 589 parsel sayılı taşınmazlara ve kadastral yola vaki elatmanın önlenmesi için eldeki davanın açıldığı, 95 parsel sayılı taşınmazda hem "... oğlu ..."'ın hem de "... oğlu ..."'ın paydaş olduğu, 589 parselin ise kayden "... oğlu ..."'a ait olduğu, dava dilekçesinde baba adı belirtilmeksizin davacının "..." olarak yazıldığı ve "... oğlu ..."'ın vekaletnamesinin dava dilekçesi ekinde sunulup dava dilekçesine onun TC kimlik numarasının yazıldığı, bilahare davacı vekili tarafından dava dilekçesindeki maddi hatanın düzeltilmesi istenilerek "... oğlu ...''' ın dava tarihinden önce düzenlenen vekaletnamesinin dosyaya ibraz edildiği ve duruşmada dinlenen "... oğlu ...'''ın davacı olduğunu bildirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava dilekçesi ekinde "... oğlu ..." yerine "... oğlu ..."'ın vekaletnamesinin sunulmasının ve davacının TC kimlik numarasının yanlış yazılmasının maddi hatadan kaynaklandığı sabittir.Hâl böyle olunca; taraf delillerinin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.