Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3160 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2590 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,ESKİ HALE GETİRME,TAZMİNATTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, eski hale getirme, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaz elatmanın önlenmesi, eski hale getirme ve tazminat isteklerine ilişkindir.Davacı, kayden maliki olduğu dava konusu 260 parsel sayılı taşınmazın 3.256,07 m2'sinin yol inşaatı ve emniyet sahası tesisi için ... Genel Müdürlüğü lehine ... AHM'nin 2009/218 E – 2010/108 K sayılı kararı ile kamulaştırıldığını, kamulaştırılan alandaki yol çalışmasının 29.05.2007 tarihinde başladığı ve halen devam ettiğini, yol yapım ihalesini taşeron olarak davalıların aldığını, anılan çalışmalar sırasında taşınmazının kamulaştırma dışı kalan alanının davalılarca hafriyat dökülerek kullanılamaz hale getirildiğini, taşınmazın öncesinde etrafında meyve bahçesi olan fındıklık olduğunu, haksız işgal nedeni ile ürün kaybı ve maddi zararının olduğunu, maddi zararının ve hafriyatın boşaltılması için yapılacak masrafın tespiti amacı ile ... SHM'nin 2010/62 D.İş sayılı dosyasında tespit istediğini, anılan dosyada keşif ve bilirkişi ücreti dahil 556,40 TL masraf yaptığını ileri sürerek davalıların haksız olarak taşınmazına hafriyat doldurması, hafriyatın boşaltılmaması, taşınmazın eski haline getirilmemesi, kira bedeli ödenmemesi, fındıklık bahçesinin tamamen kapanması ile uğranılan ürün kaybı, fındıklığın eski hale getirilmesi için yapılacak masraflar, taşınmaz tekrar eski hale getirilene kadar uğranılacak ürün kaybı zararı, hafriyatın boşaltılması için yapılacak masraflar ile delil tespiti dosyasında yapılan 556,40 TL masraf da dahil olarak fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 8.500 TL tazminata ve bu tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, haksız müdahalenin önlenmesine ve taşınmazın eski hale getirilmesine karar verilmesini istemiş, aşamada elatmanın önlenmesi isteminden vazgeçmiştir. Davalı ... , zararının oluşmasında kusuru ve ilgisi bulunmadığından eldeki davada taraf sıfatı olmadığını, yol yapım çalışmasına fiili olarak 26.08.2010 tarihinden çok sonra, başka bir ifade ile taşınmaza ilişkin kamulaştırma kararı kesinleştikten sonra başladığını, kendilerinin yapım çalışmaları ile çıkan hafriyatın anlaşma gereği dava dışı ... adlı kişinin arazisine döküldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., dava konusu taşınmaza izin alarak hafriyat döktüğünü, sonrasında hafriyatı tesviye ederek araziyi yol seviyesine getirdiğini, ihale konusu iş bittiğinde de mahalli terk ettiğini, sonrasında kendisinin döktüğü hafriyatın üzerine başkalarınca hafriyat dökülmesi üzerine arazinin yapısının bozulduğu belirterek davanın reddini savunmuştur.Davanın reddine ilişkin karar Dairece; “... el atılan yerin keşfen saptanan değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi ...” gerektiğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı, elatmanın önlenmesi talebinden vazgeçmiş olup mahkemece, davacı tanığı ... ile davalı tanıklarını beyanları dikkate alındığında; davacının kaldırım hizasında taşınmaza konulan harfiyatın kaldırılması yönünde rızası bulunduğu gerekçesiyle maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine, müdahalenin önlenmesi isteminin ise feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dosya arasına alınan ... Genel Müdürlüğü ... Bölge Müdürlüğünün 28.05.2010 ve 13.04.2011 tarihli yazılarında, davaya konu yol yapım çalışmasının 29.05.2007 tarihinde yüklenici davalı ...'in taahhüdü altında başladığı ve adı geçenin faaliyetini 2008 yılı içinde de devam ettirdiği, aynı işin 2009 yılında yeniden ihale edildiği ve 27.05.2009 tarihinde diğer davalı ...ye ihale edildiğinin belirtildiği ve bu şirketin tanık beyanları doğrultusunda 2010 yılının yaz döneminde çalışmaya başladığı ve hafriyatı ise komşu parsel olan 244 sayılı parsele döktüğü, ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/62 D.İş sayılı dosyasında alınan 10.08.2010 tarihli fen bilirkişi krokisinde sarı renk ile taranmış 2.623,18 m2 ve yeşil renk ile taranmış 612,06 m2'lik alanda hafriyat bulunduğu, 23.08.2010 tarihli inşaat bilirkişi raporunda ise bu alanda bulunan toplam toprak hacminin 22.821,62 m3 olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, tanık beyanları ve dosyadaki diğer belgeler birlikte değerlendirildiğinde davalı ...'in dava konusu taşınmaza yol yapım çalışması sırasında davacının rızası ile hafriyat döktüğü ve sonrasında bir kısmını kaldırdığının sabit olması karşısında davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacının diğer davalı yönünden temyiz itirazlarına gelince;28.12.2011 tarihli ziraat bilirkişi raporunda hafriyat dökülen alandaki fındık ocaklarının ve ağaçların zarar gördüğü ve belli bir süre ürün kaybı olacağı belirtilmiş olup hafriyatın davacının onayı ile dökülmüş ve sonrasında kaldırılmış olsa bile bu işlemi yapan davalı ...'in gerekli dikkat ve özeni gösterip davacının taşınmazına zarar vermemesi gerektiği tartışmasızdır. Öte yandan, 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca hüküm kısmında isteklerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Ne var ki; mahkemece davacının eski hale getirme talebi hakkında bir karar verilmiş değildir.Hâl böyle olunca, davacının fındık ağaçlarına yönelik maddi tazminat istemine dair miktarın açıklattırılması bu istek yönünden toplanan delillerin değerlendirilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile maddi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmiş olması ve davacının eski hale getirme talebi yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değildir.Davacı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.