MAHKEMESİ : GAZİANTEP 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/09/2007NUMARASI : 2006/363-2007/332Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları H,,,e'nin adına kayıtlı 5 ve 16 parsel sayılı taşınmazlarını kendilerinden mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak davalı Hasan'a satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek pay oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.Mahkemece, işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, işlemin muvazaalı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .. ....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeğinden, toplanan delillerden; miras bırakan H...'nin maliki olduğu 5 ve 16 parsel sayılı taşınmazlarını 14.6.2002 tarihinde davalı H...satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.Davacılar, yapılan bu temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşınmaktadır. Öte yandan miras bırakanın sağlığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını,mirasçıları arasında hoş görü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmışsa mirasçısından mal kaçırma iradesinden söz etme olanağı yoktur. O halde miras bırakanın denkleştirme yapıp yapmadığı üzerinde durulması, miras bırakandan tüm mirasçılarına intikal eden, taşınır, taşınmaz ve hakların araştırılması,tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgelerin mercilerinden getirtilmesi, her bir mirasçıya geçirilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınarak paylaştırmanın mı ? yoksa mal kaçırma amacın mı ? üstün tutulduğunun aydınlığa kavuşturulması zorunludur. Somut olaya gelince; mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın yukarıda belirtilen ilkeler gözetildiğinde hükme elverişli ve yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Öte yandan, dosyaya ibraz edilen veraset ilamında miras bırakan H....enin dört mirasçısının olduğu görülmekle beraber, davalılar tarafından dosyaya ibraz edilen nüfus aile tablosunda Hatice'nin 5 mirasçısının olduğu yazılıdır.O halde her iki belgede mirasçı sayısının farklı olduğu gözetildiğinde anılan hususun mirasçıların pay oranını etkileyeceği ve buna göre pay oranlarının farklı olacağı da kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, öncelikle taraf delillerinin toplanması, yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması miras bırakanın gerçek amacının muvazaalı olup olmadığının ortaya çıkartılması, muvazaa olduğu sonucuna varıldığı takdirde taraflara önel verilerek hasımlı ve gerçek mirasçılık ilişkisini gösterir nitelikte mirasçılık belgesi almalarının sağlanması ondan sonra bir karar verilmesi, ayrıca, taşınmazlarla bir ilgisi bulunmayan Sürey yönündende davanın husumetten red edilmesi ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davalıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.