Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3148 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 1898 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : GEBZE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ : 24/10/2008NUMARASI : 2003/314-2008/484Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 1112 ada 1 parsel sayılı taşınmazına komşu davalıya ait 20 parselde bulunan binanın taşkın olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuştur.Davalı, Belediyeden inşaat ruhsatı aldığını herhangi bir tecavüzünün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, tecavüzün imar uygulaması ile oluştuğu her iki binanın da imara aykırı ve ruhsatsız olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, taraflar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine, toplanan delillere göre; dava konusu 1112 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait olduğu komşu 1112 ada 20 parsel sayılı taşınmazın ise davalıya ait bulunduğu görülmektedir.Davacı, komşu parselde bulunan davalıya ait binanın taşınmazına tecavüzlü olduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz'ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Nevarki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı, üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı sağlanmıştır. Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik 10/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir. Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur.Somut olaya gelince; davacıya ait parselin imar öncesi 3206 parsel iken imar uygulaması sonucu 1112 ada 1, davalıya ait parselin imar öncesi 3225 parsel iken 1112 ada 20 parsel olduğu, taraflara ait taşınmazlarda bulunan yapıların imar öncesi herhangi bir tecavüzünün bulunmadığı, imar uygulaması sonucu davalıya ait binanın davacıya ait taşınmaza tecavüzlü hale geldiği mahkemece yapılan uygulama sonucu düzenlenen bilirkişi rapor krokisi ve dosya kapsamı ile sabittir.Esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir.Öte yandan mahkemece dava konusu taşınmazlarda bulunan yapıların imara aykırı ve ruhsatsız olmaları nedeni ile davanın reddinin yasal olduğu söylenemez.İmara aykırılık idareyi ilgilendiren ve idari yaptırımı gerektiren bir husustur.Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilke ve olgular gözetilerek 3194 sayılı İmar Yasasının 18. md. hükmü gereğince inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi, ayrıca kabule göre de dava red edildiği halde davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi de doğru değildir.Tarafların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.