Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3145 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13705 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ: MARDİN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 03/07/2012NUMARASI: 2011/31-2012/393Yanlar arasında görülen yargılamanın iadesi davası sonunda, yerel mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, yargılamanın iadesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı, kesinleşen Mardin Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/178 E. 2007/270 K. sayılı dosyasında davalı olduğunu, kararın HUMK'nun 445/8 maddesine aykırı olup, anılan dosyada davacı olan C. A.in tereke mümessili olarak vermiş olduğu vekaletin bulunmadığı gibi, ayrıca Sulh Hukuk Mahkemesindeki dava dosyasında da hile yoluyla terekeye mümessil atanması kararının çıkartıldığını, C.A.'in yetkisiz temsilci olarak davaya devam ettiğini, ayrıca HUMK'nun 445/7 maddesine de aykırılık bulunduğunu, C.A.'in yargılamanın her aşamasında davayı takip ederek tebligatların hile ile kendisine ulaşmasını engellediğini ve yokluğunda davanın g??rülmesini sağladığını ileri sürerek yargılamanın iadesi istemi ile eldeki davayı açmıştır.Hemen belirtilmelidir ki, kendisine husumet yöneltilen G. A.15.05.2000 doğumlu olup, davacı M.'nun kızıdır. G.ile M. arasında menfaat çatışması bulunduğu için, öncelikle davalı G.'a kayyım atanması ve kayyım huzuru ile davanın görülmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmiş olması doğru değildir. Keza önceden görülüp derecattan geçerek kesinleşen ve yargılamanın iadesi istemine konu olan karar ile muris muvazaasına ilişkin davanın kabul edildiği görülmektedir. O halde, eldeki dava bakımından iadei muhakeme isteği kabul edilip hüküm iptal edildiğine göre 1086 sayılı HUMK'nun 450. (6100 s. HMK'nın 380.) maddesi hükmü gözetilerek işin esası bakımından da bir karar verilmesi gerekirken bu hususun da gözardı edilmiş olması isabetsizdir. Öte yandan, eski tereke temsilcisi ile ilgili karar iptal edilerek terekeye R. K. temsilci olarak atandığına göre, tereke temsilcisi R.'ın huzuru ile davanın görülmesi gerekirken bu hususun dahi göz ardı edilmiş olması da doğru değildir. Hal böyle olunca, davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.3.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.