Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3132 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 1714 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ : EDİRNE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/09/2006NUMARASI : 2005/94-232Taraflar arasında görülen davada;Davacı,çekişme konusu .. ve. parsel sayılı taşınmazlarını davalıların murisi olan oğluna,manevi baskıları ve bakacaklarını bildirmeleri üzerine temlik ettiğini,oğlunun . parsel sayılı taşınmazı dava dışı kişiye ait olan .parsel sayılı taşınmazın .nolu dairesi ile trampa ettiğini,davalıların kendisine bakmadıklarını ileri sürerek,tapu iptal-tescil isteğinde bulunmuştur.Davalılar,davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece,temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı H... tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değer yönünden reddedilip, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Davacı, 1994 yılında eşinin vefatından sonra oğlu ve gelini ile yaşamaya başladığını,zaman içinde oğlu ve gelininin psikolojik baskı uyguladıklarını ve taşınmazların devri konusunda manevi baskı yaptıklarını,baskılardan kurtulmak ve bakılması amacı ile ..ve , parsel sayılı taşınmazlarını oğlu A.e satış suretiyle temlik ettiğini, oğlunun ..nolu parsel ile dava dışı kişiye ait .nolu parseldeki daireyi trampa ettiğini,oğlunun 15.7.2004 tarihinde vefatından sonra davalıların bakmadıklarını ileri sürüp .. nolu parsel ile .nolu parseldeki dairenin tapusunun iptali ile adına tescilini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davayı sürdürmüşlerdir.Davalılar,taşınmazların bedeli ödenerek satın alındığını,davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır.Mahkemece,davalıların miras bırakanına satış adı altında yapılan işlemin aslında bağış olduğu,görünürdeki satış işleminin muvazaa nedeniyle, gizli bağış işleminin ise şekil noksanlığından geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.İddianın içeriğine ve ileri sürülüş biçimine göre davada ikrah ve taraf muvazaası hukuksal nedenlerine dayanıldığı açıktır.Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden davacının ..parsel sayılı taşınmazını 13.3.1997 tarihinde, 596 parsel sayılı taşınmazını da 8.4.1997 tarihinde davalıların murisi (davacının oğlu) Ahmet'e satış suretiyle temlik ettiği, Ahmet'in ..parsel nolu taşınmazı 21.2.2003 tarihinde dava dışı kişiye devrettiği,24.2.2003 tarihinde de yine dava dışı kişiden .nolu parseldeki . nolu meskenin kat irtifakına ayrılan 40/288 arsa payını satın aldığı anlaşılmaktadır.Bilindiği ve Borçlar Yasasının 29. ve devamı maddelerinde düzenlendiği üzere ikrah (korkutma),kişinin irade serbestisini ihlal suretiyle onu gerçek isteğine uymayan bir beyanda bulunma zorunluluğunda bırakan,hukukun caiz görmediği davranışlardır.İkrah maddi ve manevi olmak üzere iki türlüdür.Bir kimseye o akdi yapması için maddi tasyik yapılabildiği gibi o kimse de korku yaratarak ona istenilen işlemi yaptırmayı amaçlayan tehdit ve manevi ikrahtır.İkrah ile yapılan sözleşme baştan itibaren geçersizdir.Ancak,1 yıllık hak düşürücü süre içinde iptal hakkı kullanılmaz ya da icazet verilirse sözleşme baştan itibaren geçerli hale gelir.Somut olayda,ikrah iddiası kanıtlanamadığı gibi iptal isteği bir yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra ileriye sürülmüştür.Öte yandan,taraf muvazaası iddiasının 5.2.1947 gün 20/6 sayılı İnaçları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delille kanıtlanması gerekir.Davacı iddiasını kanıtlar nitelikte yazılı delil ibraz etmiş değildir.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken,delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir.kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,26.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.