Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3072 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 1527 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : EDREMİT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/06/2009NUMARASI : 2007/683-2009/290Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden davalıya ait parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını, özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek, tapu iptali ile elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava tapu iptali ve sicil kaydının kütükten terkini ile kıyıya elatmanın önlenmesi istemine ilişkin olup mahkemece çap kaydının oluştuğu tarih ile davanın açıldığı tarih arasında 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği belirlenerek, 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı yasa hükümleri gözetilmek suretiyle tapu iptali davasının reddine karar verilmiş olması doğrudur. Davacı hazinenin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine;Ancak tapu iptali isteği yanında davalıya ait çap kaydı dışında kalan kıyıya davalının elattığından bahislede dava açıldığı halde, bu konudaki istek bakımından olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmadığı gibi, her dava açıldığı tarihteki koşullara tabi olup dava tarihi itibariyle davacı hazinenin tapu iptali isteği bakımından davasında haklı olduğu gözetildiğinde yargılama giderleri ve 1957 tarih 4/16 sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalının sorumlu tutulmaması da doğru değildir. Hal böyle olunca keşfen elde edilen teknik bilirkişi rapor ve krokisinde, çap kaydının dışındaki, tanımı 3621 Sayılı Yasanın 4. maddesinde yapılan kıyıya elatıldığı anlaşıldığına göre, bu kısım ile ilgili elatmanın önlenmesine karar verilmesi ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulması gerekirken ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı Hazinenin, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.