MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİTaraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Davacı kooparetif, ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Sokak, ... daire numaralı bağımsız bölümü, davalının haklı ve geçerli bir nedeni bulunmaksızın işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur.Davalı, ... nolu dairenin asıl sahibinin dava dışı ... isimli kişi olduğunu ve yurt dışında bulunması nedeniyle yetkili temsilcisi dava dışı Hikmet Ayyıldız ile imzalamış olduğu kira sözleşmesine dayalı olarak daireyi kullandığını belirtip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu dairenin 03/12/2006 tarihinde yapılan çekiliş sonucu ... adlı kişiye isabet ettiği bu şahsın kooperatif üyeliğinden ihraç edilmesi nedeniyle bağımsız bölümün davacıya ait olduğu davalının haksız işgalci durumunda bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı, mülkiyet hakkına dayalı olarak eldeki davayı açmıştır.Bilindiği üzere; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 683. maddesinde; malikin hukuk düzeninin sınırları içerisinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, tasarrufta bulunma, yararlanma yetkilerine sahip olduğu, malını haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı her türlü el atmanın önlenmesi davası açabileceği öngörülmüştür.Doğrudan mülkiyet hakkını ilgilendiren eldeki elatmanın önlenmesine yönelik dava hakkı, mutlak biçimde mülkiyet hakkı sahibine aittir.03/02/2014 tarihli bilirkişi raporunda; çekişme konusu edilen (...) kapı nolu konutun bulunduğu taşınmazın ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi 20878 ada 6 sayılı parsel olup aynı ada 1 ve 5 parsel sayılı taşınmazların tevhidi ile oluştuğu belirtilmiştir. Ancak, davacı ile ilgisi kat mülkiyeti oluşup oluşmadığı, (...) nolu dairenin malikinin kim olduğu tapu kayıtları getirtilerek tespit edilmemiştir. Davalı çekişme konusu dairenin davacıya ait olmadığını savunmuştur. Davacı taraf sıfatının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Öte yandan; davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Davacı dava dilekçesinde dava değerini 3.000,00 TL olarak göstermiş, keşfen değer belirlenmemiştir.Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış, 30. madde hükmünde ise ''... muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz, HUMK’nun 409. (HMK'nun 150.) maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır.'' düzenlemesine yer verilmiştir.Mahkemece değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmeksizin, ayrıca öngörülen usulü işlemler gerçekleştirilmeksizin sonuca gidilmiştir.Hâl böyle olunca, davacıdan çekişme konusu bağımsız bölümün bulunduğu taşınmazın parsel numarasının sorulması, kayıtların istenmesi, davacı ile irtibatının sağlanması ve bağımsız bölümün keşfen belirlenen değeri üzerinden eksik harcın tamamlattırılması, ondan sonra davaya devam edilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.