Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3029 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 885 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : ORHANGAZİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/02/2007NUMARASI : 2006/237-2007/44Taraflar arasındaki davadan dolayı O...Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 14.2.2007 gün ve 237-44 sayılı hükmün Onanmasına ilişkin olan 17.9.2007 gün ve 6915-8488 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı A..B...D.. vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan el atmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece,davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan deli1lerden;çekişme konusu 62 parsel sayılı taşmmazın davacılara buna komşu olan 1650 parsel sayılı taşınmazın ise,davalı A....Bait olduğu ve davalının kendi çapı içerisine ve sınırına 125 adet selvi ağacı diktiği anlaşılmaktadır. Davacı davalının diktiği selvi ağaçlarının kendi çapı içerisinde bulunan zeytin ağaçlarına gölge yaptığını, güneşini kestiğini zararına sebebiyet verdiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Iddianın içeriği ve niteliğine göre taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanununun 737. ve,devamı maddeleri gözetilmek suretiyle çözüme kavuşturulacağı açıktır. Bilindiği üzere; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyetgeniş haklar, buna bağlı yetkiler, ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mü!kiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrofta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü ,getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir. O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama,zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır. Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunluduSomut olaya gelince/gerçekten de davacının kendi taşınmazında zeytin ağaçları ve davalının taşınmazında ise,125 adet selvi ağacı bulunduğu keşfen sabittir.Öte yandan, selvi ağaçlarının davacının taşınmazındaki zeytin ağaçlarına gölge yapmak ve ışığını kesmek suretiyle ağaçların gelişmesine engel olduğu,bilirkişi raporunda belirtilmek suretiyle üç türlü önlem öneriIdiği ve mahkemece de üçüncü önlem olan selvi ağaçlarının kökten sökülerek daha iç kısma taşınması önlemi benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa selvi ağaçlarının seyreltilmesinin de bir önlem olabileceği kuşkusuzdur. Nevarki; mahkemece bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmadan ve en son çare olarak düşünülmesi gereken ağaçların kesimi konusunun hükme esas alınması doğru bulunmamıştır.Anılan bu husus karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca,davalının karar düzeltme isteğinin HUMK.'nun 440.maddesi gereğince kabulü ile,dairenin 17.9.2007 T 6915-8488 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 14.2.2007 tarih 237-44 sayılı hükmünün yukarıda değinildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,10.3.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.