Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3014 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 1665 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: GEBZE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/07/2009NUMARASI: 2005/501-2009/399Taraflar arasında görülen davada;Davacı Hazine, adına kayıtlı 76 sayılı parseli davalının taş ocağı olarak kullandığını ancak aralarında bir kira sözleşmesi bulunmadığını ileri sürerek haksız elatmanın önlenmesini istemiştir.Davalı; taşınmazı, ruhsat sahibi F.. Tur.Ltd.Şti. ile düzenlenen rödevans sözleşmesine göre kullandığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, taşınmazın dava açıldıktan sonra terkedildiği gerekçesiyle konusuz kalan davanın reddine karar verilmiştir. Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Mahkemece, konusuz kaldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, Hazineye ait taşınmazın davalı tarafından taş ocağı olarak kullanıldığı, yargılama sürerken faaliyete son verildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere, Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki 13.12.1983 tarih ve 178 Sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin 13.maddesinin (b) bendini değiştiren 4916 Sayılı Yasanın 23. maddesiyle, Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazların satışı, kiralanması, trampası ve üzerinde sınırlı ayni hak tesisi, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması ve bu yerler için gerekli görülen hallerde kullanma izni verilmesi işlemleriyle ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki diğer yerler ile Devletin özel mülkiyetindeki yerlerde bulunan taş, kum, çakıl ve toprak ocaklarının kiraya verilmesi yetkilerinin kullanılmasında Hazinenin görevli kılındığı tartışmasızdır.Yukarıda değinilen düzenleme karşısında, taraflar arasında korunması gerekli her hangi bir hukuki ilişki bulunmadan taşınmazın taş ocağı olarak kullanılmasının haklı ve geçerli nedene dayanmadığı, eldeki davanın açılmasına davalı tarafın sebebiyet verdiği açıktır. Buna göre , davalı lehine vekalet ücreti tayin edilmemesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazı yerinde değildir, reddine. Ne var ki, dava açmakta haklı olan davacı Hazine lehine vekalet ücreti tayin edilmesi gerektiğinin düşünülmemesi ve ayrıca yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılması isabetsizdir. Kabule göre de, davanın konusuz kalması nedeniyle "hüküm kurulmasına yer olmadığına" karar verilmesi yerine, “konusuz kalan davanın reddine” biçiminde hüküm kurulması da doğru değildir. Hazinenin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,17.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.