MAHKEMESİ: KUMLUCA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 03/07/2008NUMARASI: 2006/452-2008/330Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, kayden maliki bulundukları 164 parsel sayılı taşınmaza davalılar tarafından narenciye ağaçları dikilmek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde bulunmuşlardır. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacılar iddiası kısmen sabit görülerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılardan A.S. tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmaKla, duruşma günü olarak saptanan 10.03.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A.T..geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vs. vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 164 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu, davacıların taşınmazda kayden paydaş oldukları, anılan bu taşınmaza komşu 160 ve 165 parsel sayılı taşınmazların davalı A..'e, 169 sayılı parselin ise davalı N..'ye ait olduğu kayden sabit olup, mahkemece keşif neticesi elde edilen hükme elverişli olduğu belirlenen bilirkişi raporu ve ekli krokide (A) ve (C) harfleriyle gösterilen bölümlere, davalı A..'in, (B) harfiyle gösterilen bölüme ise, diğer davalı N..'nin ağaç dikmek ve fiilen kullanmak suretiyle haklı ve geçerli bir nedenleri olmaksızın elattıkları belirlenerek buna ilişkin elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında, kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. O halde, bu yöne değinen davalı A..'in temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, her bir davalının elattığı yere bağlantılı olarak, elatmanın önlenmesi ve belirlenen ecrimisilden dolayı elatan davalının elattığı yerle sınırlı olarak sorumlu tutulması gerekirken, gerek yargılama giderleri, gerekse elatmanın önlenmesi ve ecrimisil bakımından birlikte sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi, keşfen belirlenen ancak, yargılama sırasında harcı ikmal edilmeyen değer üzerinden davacılar yararına fazla avukatlık ücretinin takdir ve tayin edilmesi de isabetsizdir. Ayrıca, davacı dava dilekçesinde dava değerini 7.000.-YTL olarak göstermiş ve dava dilekçesi içeriğinde de gösterilen değerin münhasıran ecrimisile ilişkin olduğunu belirtmiş ve elatılan taşınmazın değeri bakımından bir değer gösterilmediği anlaşılmaktadır. O halde, reddedilen ecrimisil miktarı üzerinden davalı yararına avukatlık ücreti tayin ve takdir edilmemiş olması da isabetsizdir. Öyle ise, davalı A..'in, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan bu yönlere hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.