MAHKEMESİ : ARHAVİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 01/04/2008NUMARASI : 2007/13-2008/53Taraflar arasında görülen davada;Davacı, mülkiyeti idareye ait 26 parsel sayılı taşınmazın Sağlık Bakanlığına tahsis edilmek üzere 5283 Sayılı Yasa uyarınca resen Hazine adına tescil edildiğini, taşınmazın bir kısmının lojman niteliğinde olduğunu, devir için yasal koşullarının bulunmadığını ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile idare adına tescilini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.3.2009 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden SGK Başkanlığı vekili Avukat Y. Z.. A.. ile temyiz edilen Hazine vekili Avukat S. S. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mülkiyeti Sosyal Sigortalar Kurumuna (Sosyal Güvenlik Kurumuna) ait 26 parsel sayılı taşınmazın 5283 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca mülkiyeti hazineye ait olmak üzere Sağlık Bakanlığına devredildiği anlaşılmaktadır.Davacı kurum, taşınmazın devir öncesinde lojman olarak kullanıldığını ve 5283 Sayılı Yasa uyarınca, niteliği itibariyle yasa kapsamında bulunmadığı halde devredildiğini ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteğiyle eldeki davayı açmış ve mahkemece taşınmazın fiilen sağlık birimi ve ünitesi olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Yanlar arasındaki uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasında 19.1.2005 gün ve 25705 sayılı mükerrer resmi gazetede yayınlanan “ bazı kamu kurum ve kuruşlarına ait sağlık birimlerinin Sağlık Bakanlığına devredilmesine “ ilişkin 5283 Sayılı Yasanın amaç ve kapsamını belirlemede zorunluluk bulunduğu kuşkusuzdur.Anılan yasanın “tanımlar” başlıklı 3/d maddesi, “kurum tabiplikleri hariç olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarına ait hastane, dispanser, sağlık merkezi veya istasyonu ile her ne ad altında olursa olsun insan sağlığı ile ilgili hizmet sunan tüm birimleri sağlık birimi olarak tanımlamış; yasanın 4.maddesi, “kamu kurum ve kuruluşlarına ait tüm sağlık birimleri; bunlara ait her türlü görev, hak ve yükümlülükler, taşınırlar ve taşınmazlarla birlikte Soysal Sigortalar Kurumuna ait alanları bedeli karşılığı, diğerleri bedelsiz olarak aşağıdaki usul ve esaslar çerçevesinde bakanlığa devredilir;” hükmünü düzenlemiş; 4/b-1.maddesi, “devirlerin kurulacak komisyonlar aracılığı ile yapılacağını ve komisyonların nasıl kurulduğunu belirlemiş; 4/e maddesinde ise “devredilen sağlık birimleri, kamu kurum ve kuruluşlarına ait arazi, arsa ve binaların bir bölümünde hizmet vermesi halinde, bunların komisyonlarca tespit edilecek kısımları gerektiğinde ifraz edilerek veya kat mülkiyeti ya da kat irtifakı kurularak Bakanlığa devredilir. Bu kısımların tespitinde; Sosyal Sigortalar Kurumunun ihtiyacı, hizmetin etkin ve verimli sunulması ve geleceğe yönelik kapasite ihtiyacı göz önünde bulundurulur. Binaların bir kısmında hizmet sunulan sağlık birimlerinin devrinde komisyonlarca, devrin taşınır, taşıtlar ve personelle sınırlı tutulmasına da karar verilebilir.” 4/1 maddesinde de “bu kanunla Bakanlığa devredilen sağlık birimlerine ait taşınmazların mülkiyeti tapuda resen Hazine adına tescil edildikten sonra bu taşınmazlar Sağlık Bakanlığına tahsis edilmiş sayılır biçiminde düzenlemeye yer verilmiştir.Tüm bu hükümler ışığında Yasanın 4. maddesinde kastedilen taşınmazların “fiilen sağlık hizmeti veren taşınmazlar olduğu” sonucuna varılmaktadır.Nitekim, Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü yazılarında da devredilmesi gereken taşınmazların fiilen sağlık hizmeti verilen taşınmazlar olduğu vurgulanmıştır.O halde teknik bilirkişinin raporunda 4 katlı hastane binası jeneratör binası ve 1 adet de trafo binası olarak gösterilen yerlerle ilgili olmak üzere mahkemece 5283 Sayılı Yasa kapsamında oldukları benimsenerek bu yerlerle ilgili davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Bu yöne değinen davacının temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Ancak, taşınmaz içerisinde 4 katlı olan lojman niteliğindeki binanın 5283 Sayılı Yasa düzenlemeleri karşısında devri gereken yerlerden olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Ayrıca, bu yerlerin başlangıçta lojman olduğu halde sonradan kullanım tarzı ve cins değişikliği yapılarak sağlık birimi haline getirilmiş olması, başlangıçta devri gerekmeyen yer olma özelliğini kaybettirmez.Öyle ise anılan ve evveliyatı lojman olan bölümün imar yasası hükümleri uyarınca ifrazının mümkün olup olmadığının 3194 Sayılı İmar Yasasının 15. maddesi hükmü gereğince belediye Encümeninden alınacak karar ile saptanması ifrazının mümkün olduğunun anlaşılması halinde bu bölüme yönelik davanın kabulü ile müstakil parsel olarak davacı kurum adına tesciline, yok eğer ifrazı mümkün değil ise, anılan bölümün yüzölçümünün taşınmazın genel yüzölçümüne oranlamak suretiyle davacı idareyi paydaş kılmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,19.12.2008 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 625.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına 10.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.