Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2999 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 12498 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ : LÜLEBURGAZ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/04/2008NUMARASI : 2005/478-2008/193Taraflar arasında görülen davada;Davacı, tapuda miras bırakanı adına kayıtlı 643 parsel sayılı taşınmaza haksız olarak davalı tarafından kullanılmak suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve tazminat isteğinde bulunmuştur.Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 10.3.2009 Salı günü saat 9.40 da daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ......raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve öngörülen cezai tazminatın tahsili isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu taşınmazın davacının miras bırakanı adına kayıtlı olduğu, kayıt malikinin ölümüyle davacının taşınmazda irsen paydaş bulunduğu, davalının ise, taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak bazı ortaklarla yaptığı kira sözleşmesi uyarınca taşınmazı tasarruf ettiği yolunda kiracılık savunmasında bulunduğu anlaşılmaktadır.Yukarıda da değinildiği üzere; çekişmeli taşınmaz sicil kaydının davacının miras bırakanı üzerinde olduğu ve davacı dışında başkaca mirasçılarının bulunduğu gözetildiğinde taşınmazın Türk Medeni Kanununun 701 ile 703 maddesinde öngülen elbirliği mülkiyetine tabi olduğu sabittir.Buna göre, geçerli bir kira aktinin varlığının kabul edilebilmesi için aynı yasanın 702.maddesi hükmü uyarınca, tüm ortaklarının sözleşmede yer alması zorunludur.Oysa taşınmazla ilgili kira sözleşmesinin tüm ortakların katılımıyla gerçekleştirilmediği tartışmasızdır.O halde,böylesine yapılan bir kira sözleşmesi geçersiz ve hukuken sonuç doğurmayacağı gibi geçersiz olan bu akte dayanılarak kararlaştırılan ferilerininde başka bir deyişle cezai şartla ilgili öngörülen hükümlerin de geçersiz olacağı açıktır.Öyle ise, mahkemece cezai şart istemi konusunda davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Bu yöne değinen davacının temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine,Ancak, davalı davanın devamı sırasında kullandığı çekişme konusu taşınmazdaki kullanımına son vererek, taşınmazı terketmiştir.O halde, elatmanın önlenmesi isteği bakımından, davanın konusuz kaldığı gözetilerek bu yönde bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.